Bir köpek yavrusunun verim sağlayacak bir itaat eğitimine ne zaman başlayabileceğine ilişkin kesin bir yanıt vermek pek de kolay değildir. Kuşkusuz hiçbir köpek bir şeyler öğrenmeye başlamak için çok genç sayılmaz. Ne de olsa yavrular annelerinin karınlarını terk ettikleri andan itibaren dünyayı tanımaya başlarlar. Ancak çoğu eğitmenin de hemfikir olduğu gibi küçük bir yavrunun dikkatini toplama yeteneği ciddi bir eğitim alabilmesi için yeterli değildir. Çok erken yaşta verilen itaat kursları çoğu zaman hem köpek, hem de sahibi için asabiyet kaynağıdır. Siz köpeğinizin niçin hiçbir şey öğrenemediğini anlamaya çalışırken, o daha bir önceki dakikayı bile hatırlamaktan yoksun, kendisinden ne istediğinizi merak edip durur. İşte bu nedenle, düzenli bir eğitime başlamak için en uygun zaman yavrunun 4 ila 6 aylık olduğu dönemdir. Bu süre zarfında küçük köpeğiniz dünyaya biraz olsun alışacak ve ona söylediklerinize az da olsa konsantre olabilir hale gelecektir.
Tabii köpeğinizi temel ev içi davranışları ve diğer birçok konuda eğitmeye 6 aydan çok daha önce zaten başlamış olacaksınız. Bu süre içinde ona sizinle ve başkalarıyla ilişkisinden neler bekleyebileceğini gösterecek, daha sonra komut olarak kullanacağınız birçok kelime ve tabirin de anlamlarını öğreteceksiniz. Üstelik bu arada siz de köpeğinizi daha iyi tanımış olacaksınız. Düzenli bir eğitime başlayana kadar geçen zamanda onun nelerden hoşlandığını, kendisi için en değerli ödülün ne olduğunu öğrenmeniz size fayda sağlayacaktır. Parmaklarınızla kulaklarını okşamanızı kocaman bir kemiği kemirmeye bile tercih mi ediyor? Çok güzel! İşte şimdi itaat eğitimde on u ödüllendirmek istediğinizde ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.
Kısacası, köpeğinizin yavruluk dönemi ikinizin birbirinizi tanıma dönemidir. O, aynı zamanda etrafındaki geniş dünyayı tanıma şansı da elde etmiş olur. Bu nedenle ileri düzeyde itaat eğitimine çok erken başlayanların hayal kırıklığına uğramalarına şaşırmamak gerekir. Diğer bütün hayvanlar gibi olgunlaşmamış köpeklerin de yeni bir bilgiye aç oldukları bazı dönemler vardır. Ön gelişme öyle bir biçimde ilerler ki üç haftalık yavru köpekler insan temasına iki aylık olanlardan daha iyi uyum sağlarlar. İşte bu nedenle evde yetişen yavrular dükkanlardaki kafeslerde ya da çiftlik ambarlarında annesinin yanında büyümüş olanlara nazaran daha evcil ve "iyi" hayvanlar olurlar. Bir başka deyişle yavrular insanlar tarafından erken dönemlerde ilgi görürlerse bu ilgiyi hevesle karşılarlar. Ancak büyüyünceye kadar insan ilgisinden yoksun kalmış bir köpek insanlardan gelen böyle bir ilgiyi tehdit olarak algılayacaktır.
Yılların deneyimi sonucunda eğitmenlerin geldiği nokta, köpeğin dört aylık olmadan hatırı sayılır bir itaat eğitimine tabi tutulamayacağıdır. Körler için yetiştirilen köpekler on dört aylık olmadan eğitime alınmazlar. Birçok sirk köpeği terbiyecisi de iki yaşına girmeden bir köpeğin sirk için uygun olup olmadığına bakmaya bile yanaşmaz. Bu nedenle çeyrek yaş belirlemesinin kısıtlayıcı olduğunu düşünmek hata olur. Dört aylıkken terbiye almaya başlamış bir köpek, on sekiz ay sonunda eğitimine bir yaşında başlamış bir köpekle pekala aynı seviyede olabilir. Bunu hiç kimse test etmemiş olsa da erken eğitime başlamanın köpekten çok sahibine faydası olduğunu söylemek pek yanlış olmaz. Her halükarda eğer hızlı bir ilerleme bekliyorsanız, köpeğiniz iki yaşına gelene kadar sabretmeniz faydalı olacaktır. Ancak küçük bir yavrunun kısa süreli konsantrasyonu ile başa çıkacak sabrınız varsa dört ila altı aylık bir köpeğin yavaş ama istekli bir öğrenci olduğunu görebilirsiniz. Sonuç olarak eğitime başlayacağınız zaman, hedefinizin ne olduğuna, bu hedefe ne kadar çabuk ve niye varmak istediğinize göre değişecektir.
Köpeğinizin huyu ne olursa olsun övgüden hoşlanacağından emin olabilirsiniz. Bu duruma tek istisnayı sahibi ile arası bozuk olan köpekler oluşturur. Fakat küçükken onunla iyi bir ilişkiniz olduysa, büyük olasılıkla yemek arası atıştırmalar ya da çerezler de dahil olmak üzere hemen her konuda sizin onayınıza değer vermeyi öğrenmiştir. Yeterince dikkatli olursanız kısa sürede köpeğinizin ne tür bir mükafattan hoşlandığını keşfedebilirsiniz. Bazı köpekler hafifçe gıdıklanmaktan, bazıları ise sırtlarının okşanmasından hoşnut olurlar. Diğer bazı köpekler ise söz ile övülmeyi dokunulmaya tercih ederler. Her ne şekilde olursa olsun olumlu pekiştirme; ya övgü ya da şefkat olarak uygulanmalıdır. İyi beslenen bir aile köpeğinin eğitime ilgi duyması için köpek bisküvilerine ya da et parçalarına ihtiyacı yoktur. Onu eğitime ilgi duymuyor diye aç bırakmak ise dikkatini dağıtıp rahatını bozmaktan başka bir işe yaramaz.
Köpeğinizi, kötü sonuçların sizden değil de çevreden kaynaklandığına inandırabileceğiniz durumlar dışında cezalandırarak eğitme yoluna gitmeyin. Eski tip cezalandırma yöntemleri hiçbir hayvan üzerinde olumlu bir etki yaratmayacağı gibi onun sizden korkmasına ya da nefret etmesine yol açacaktır. Doğaldır ki cezadan kurtulmak için kendisinden bekleneni yapacaktır ama yalnızca sizin ya da tanıdığı bir başkasının etrafta olduğu durumlarda. Aslında eğer yanlış davrandığı durumlarda sonucun kendisini olumsuz şekilde etkileyeceğini düşünürse (yağmurda kaldığında ıslanacağını bilmesi gibi) kendisine rahatsızlık veren davranışlara zaten girmeyecektir. Ama bu kötü sonucun sizden kaynaklandığına karar verirse, sizden nasıl kurtulacağının hesabını yapmaya başlar.
Bir köpeği sinirlendirmeden istenmeyen davranışlardan uzak tutmanın en iyi yolu onu yanınıza çağırıp, geldiği zaman takdir etmektir. Herhangi bir komut veya yüksek ses onu yaptığı işten kısa bir süre için bile olsa ayıracaktır. "Dur Max!" diye bağırın, kafasını kaldırıp baktığında da yanınıza çağırıp itaati için sırtını okşayın. Böylece onu cezalandırarak gücendirmek yerine bir dahaki sefere istediğiniz şekilde davranmasını sağlamış olursunuz. Tabii ki bazen ceza vermek kaçınılmaz olabilir. Ancak yukarıdaki gibi akıllıca davranırsanız cezaları en aza indirgemiş olursunuz.
Olumlu pekiştirme tekniklerinin yanında itaat yöntemi olumlu şartlandırmayı esas alır. Bunun anlamı bir terbiyecinin kuvvetlenmesini istediği davranış biçimi kendiliğinden ortaya çıkana kadar beklemesidir. Bu yöntem hayvanın doğal davranış şeklini ön plana çıkardığından başlangıçta diğer yöntemlere göre biraz daha fazla sabır gerektirebilir. Ona "otur"u bir yandan komutu tekrarlayıp, bir yandan da arkasına bastırarak öğretebileceğiniz de doğrudur. Sonunda o bu iki olguyu birbiri ile bağdaştırabilecek, siz de ona başka hiçbir şekilde öğrenemeyeceği bir şeyi göstermiş olmaktan mutluluk duyacaksınız. İşin ilginç yanı ise aslında bu yöntemin bizimkinden daha fazla vakit aldığı ve daha az etkin olduğudur. Her hayvan bir komutu doğal olarak yaptığı bir hareketle bağdaştırmakta, bunu sizin zorunuzla yaptığı duruma göre daha hızlı ve istekli yapmaktadır; hele ki bu davranış takdir ediliyorsa. Onu oturmaya zorlarsanız belki oturacaktır ama kendisini sınırlandırılmış ve baskı altında hissedecektir. Oysa kendi kendine oturmasını beklerseniz, ki sonunda mutlaka oturacaktır, birkaç övgü dolu söz ile ona on köpek terbiyesi dersinin kazandıramadığını kazandırmış olursunuz.
Şu ünlü itaat eğitimi derslerinin gerçek yüzüne gelince; aslında bunlar köpeklerden çok sahiplerini eğitir. Bunda hiçbir sakınca da yoktur. Yeni köpek sahibi olmuş birçok kişi köpekler ve ihtiyaçları hakkında pek de bilgi sahibi değildir. Biraz eğitim, hatta sıkı bir eğitim zarar vermez. Fakat bu tür klasik eğitim derslerine katılmak, faydalı bir köpek-sahip ilişkisi kurmak adına izlenecek en iyi yol da değildir. Böyle kurslar, eğitim amacıyla, hayvanın ev ortamına hiç benzemeyen yapmacık askeri durumlardan faydalanırlar. Birçok köpek ve birçok insan yüzünden hem sizin, hem de köpeğinizin dikkati dağılır, işinize engel olur. Ayrıca bu kurslar hem insanoğlu hem de hayvanlar için her türden eğitimin birlikte yürüdüğü doğal öğrenme sürecinin yerine mekanik bir süreç yaratırlar. Bu tip eğitim almış köpeklerin itaatkarlık gösterileri ve diğer bazı özel durumlarda çok başarılı olmalarını yadırgamamak gerekir; zira ancak böyle durumlar onların terbiye edildiği ortam şartlarına benzerlik gösterir.
Eğer köpeğinizi itaatkarlık denemelerine sokmak gibi bir niyetiniz varsa onu itilip kakılmaya alışması için birkaç eski tip itaat eğitimi kursuna sokmanız, yararlı olabilir. Fakat eğitimin büyük kısmını ikiniz, baş başa geçirmelisiniz. Yalnızca siz, köpek ve onda görmek istediğiniz davranışın kendiliğinden olmasını bekleyecek kadar bol zaman. Yarışmak istemiyorsanız sizin ya da köpeğinizin bu tip derslere girmesinin hiçbir anlamı yoktur. Sosyal etkinliklere katılmak gibi bir niyetiniz de varsa partiler veya futbol karşılaşmalarına gitmeniz daha akıllıca olur.
İşte size iyi eğitilmiş bir köpek sahibi olmanızda yardımcı olacak, uzun yıllar boyunca köpeklerle uğraşarak ortaya çıkmış bazı temel kurallar. Aslında amaç köpeğin eğitimi olmasına rağmen bu kurallar daha çok sizinle ilgilidir. Siz kendinize hakim olabildiğiniz sürece köpek de doğal davranarak ondan istediğinizi yapacaktır. Eğitmenler bazen hayvanın sınırlanmasından bahsetseler de, gerçekte köpek sahipleri yalnızca kendi sınırlamalarıyla ilgilenmelidirler. Örneğin köpeğiniz sizden daha sabırlıdır. Nereden bakarsanız bakın onun bütün hayatı sizinle nasıl daha iyi anlaşıp, birlikteliğinizden nasıl zevk alacağını bulmaya çalışmakla geçer. Siz ise ondan bir an önce kurtulup gazetenizi okumaya dönmek için sabırsızlanıp durursunuz. Bir itaat dersi, nadiren köpek kontrolünü kaybettiği için yarım kalır. Oysa aynı şey eğitmenler için söylenemez. Köpeğiniz her zaman sizden daha tutarlı ve dikkatli olacaktır. Onların dikkatlerini ancak kısa bir süre için toplayabildikleri fikri ise gerçekten ziyade sahiplerinin sabırsızlığından kaynaklanan bir uydurmacadır.
Ödül, köpeğinizin nasıl davranması gerektiğini öğrenmesinde ve davranış şeklinde istediğiniz değişiklikleri gerçekleştirmenizde en büyük yardımcınızdır.
Köpeğinizin hoşuna giden herhangi bir şey ödül olabilir. Yiyecek, okşanma, sıcak bir sevgi gösterisi, “aferin” gibi belirli bir kelime, dışarı çıkma… Bunlar köpeğinizin doğru davranışları yapmasını teşvik eder.
Köpeğinizin sahip olduğu davranışların çoğu teşvik edilmenin sonucunda şekillenir. Ödül ya da teşvik, yapılan davranışın gelecekte tekrarlanma olasılığını arttırır. Aynı zamanda hızlı bir şekilde öğrenmeyi sağlar.
Ödüllendirmenin zamanı da önemli bir konudur. Köpeğiniz hoşunuza giden bir davranışı gerçekleştirdiğinde, onu bir iki saniye içinde ödüllendirmelisiniz. Köpekler sürekli hareket halinde olan canlılardır. Bu yüzden geç yapılan bir ödüllendirme, onun hangi davranışı için ödüllendirildiğini anlamasını güçleştirecektir. Ödüllendirdiğiniz anda köpeğiniz ne yapıyorsa teşvik ettiğiniz davranış da o olur.
Örneğin; köpeğinize oturmayı öğrettiğinizi düşünelim. Köpeğiniz oturduğunda ödüllendirmek için ayağa kalkmasını bekleyip ödülünü verirseniz, onun oturmasını değil ayağa kalkmasını ödüllendirmiş olursunuz. Özellikle tuvalet ve otur kalk eğitiminde, ödül en büyük yardımcınız olacaktır. Aslında bu işin mantığı çok basittir. ''Köpeğiniz hoşunuza giden bir şey yaptığında siz de onun hoşuna giden bir şey yapın''
Yavru bir köpeğin elbette bir takım yaramazlıkları olacaktır. Bu istenmeyen davranışların bir daha tekrarlanmaması için genel olarak, cezalandırma ya da yüksek sesle ikaz etme yöntemlerine başvurulur. Bu noktada en önemli şey, dozu iyi ayarlamaktır. Eğer çok sert bir cezalandırma yöntemi (aç bırakmak, dövmek ya da karanlık bir odaya kapatmak gibi) izlenecek olursa, köpeğiniz hayatı boyunca sizden hep korkacak ve bu yüzden sözünüzü dinleyecektir. Bu da sevgiden çok korkuya dayalı bir itaat anlamına gelir. Bu nedenle köpeğinize fiziksel ceza vermekten kaçının. Hata yapmasını ufak tefek tedbirler alaraktan engelleyin. Ses tonunuzda yapacağınız bir takım değişikliklerle onun üzerinde hakimiyet kurun.
Yapılacak en güzel şey, daha ilk günlerden başlayarak köpeğinize “HAYIR” kelimesinin anlamını en iyi ve doğru biçimde öğretmek olacaktır. Bu şekilde köpeğinizle birlikte çok daha kolay ve rahat bir yaşam sürdürebilirsiniz.
Kısacası aşağıdaki kurallar köpeğin değil sizin kusurlarınızı örtmek içindir.
1. Tutarlı olmak faydalıdır. Eğitim sırasında kelimeleri her zaman aynı durumu belirtmeleri için kullanın. Örneğin. "Yat" komutunu öğretmek istiyorsanız, bir seferinde "Yat yere oğlum!" bir başka seferinde ise "Yere yat oğlum! dememelisiniz! Komutları kısa tutun ve en önemlisi her seferinde aynılarını kullanın. El hareketleri de kullanıyorsanız onlarda da aynı noktaya dikkat edin.
2. Komutları yavaş yavas ve ancak istediğiniz davranış doğal olarak ortaya çıkıyorsa bir başka komuta geçerek öğretin. Bir süre beklersiniz. O da oturur. Siz de "Aferin oğlum. Otur. İyi köpek." dersiniz. Bu şekilde köpeğiniz davranışı komutla bağdaştırmayı zevkle öğrenecektir ki bu da kim neyi öğreniyor olursa olsun en başarılı öğretim şeklidir.
3. İtaat derslerini her ikiniz için de keyifli hale getirin. Derse başlamadan önce onunla biraz da olsa oynayın. Hatta bu arada öğretmek istediğiniz hareketi gözlemlemeye çalışın. Bu onu terbiye etme konusunda ciddi olmamanız gerektiğini göstermez. Ciddi olmalısınız. Ama aynı zamanda yumuşak ve dostça olun.
4. özellikle başlangıçta dersleri kısa tutun. 10 dakikalık derslerle başlayın sonra bunu 20 dakikaya çıkartın. Bu da sizin rahatınız adına; kendinizi kaybedip bütün uğraşınızı Boşa çıkartmamanız içindir.
5. Sabır, sabır, sabır. Köpek çok yavaş öğrendiği için değil, tam tersine. Ancak insanlar çoğu zaman beklentilerinde pek makul olmadıkları için. Eğer yaklaşımınız "Bugün oturmayı öğreneceğiz." yerine "Bakalım bugün neler olacak?" şeklinde olursa daha başarılı olursunuz ve hızlı sonuç alırsınız. Rahat ve sabırlı olmayı başarırsanız kısa vadede iyi eğitilmiş bir köpeğe kavuşursunuz.
6. Dersi ikiniz birden yorulmadan önce bitirin. Sinirlenmeye başladığınızı hissederseniz henüz başlayalı 5 dakika olmuş bile olsa dersi yarıda kesin.
7. Yiyecek yerine söz ile mükafatlandırmayı tercih edin. Köpeğiniz özellikle aç bırakılıyorsa sadece yiyecek için çaba gösterir ki bu da onun derslerden zevk almasını engeller. Köpekler sevgi adına, bir parça yiyecek için hiç umursamayacakları şeyleri bile yapabilirler.
8. Disiplinli olun. Hem köpeğe hem de kendinize karşı. Eğer yaptığınız işi ihtimamla yapıp ondan beklediğiniz davranışları över ve mükafatlandırırsanız, köpeğiniz komutları birkaç kereden sonra kolaylıkla ve doğru olarak öğrenecektir. Dikkatsiz ve umursamaz olursanız hayvancağızın kafası karışacak, işiniz de güçleşecektir. Mükafat vermeden önce öğrenmesini istediğiniz davranışın tam olarak gerçekleştiğinden emin olun. Dersler dışında da onu bu davranışı için ödüllendirmeye devam edin. Ama fanatik de olmayın. Bir hayvan her doğru davranışı karşısında ödül bekler hale gelirse arada ister istemez kaçıracağınız bir tanesi sonucunda şaşırıp üzülecektir. Ödüllendirmede bir şeyi "çoğunlukla'’ yapmak, "her zaman"dan daha olumlu sonuç verir.
9. Onu asla cezalandırmayın. Yapmanız gereken yanlış davrandığında karşısına çıkacak olan ufak tefek tuzaklar hazırlamaktır. Bu yöntem cezalandırmadan tamamıyla farklıdır ve eğitimde çok daha olumlu sonuç verir.
10. Köpeğinizin adını yalnızca hareket bildiren komutlar için kullanın, "Max! Gel" veya "Max! Yanaş" gibi. Bir köpek için kendi adından daha fazla önem vereceği hiçbir kelime olamaz. ("Otur", "Yat" ya da "Kalk" gibi durağan eylemleri belirten komutları köpeğin adıyla birlikte kullanmayın.)
11. Eğitime başladığınız ilk zamanlarda hep aynı yerde çalışmaya özen gösterin ve etrafta dikkat dağıtıcı unsurlar olmamasına dikkat edin. Klasik terbiye sınıflarının iyi bir eğitim için en uygun yer olmamasının nedeni de budur. Yavru köpek derslerini bitirdikten sonra farklı mekanlarda da çalışın ki her durumda uygun şekilde davranmaya alışsın. Ama başlangıçta yalnız olmanızda fayda vardır.
12. Köpeğinize hiçbir zaman haşin davranmayın ve onun arkasından koşmayın. Önceleri yalnızca tatlı dil ve mükafatlandırma yoluyla terbiyeyi tercih edin. Daha sonra kontrol maksadıyla bir eğitim tasması ve kayış kullanın. Ona vurur veya onu arkasından kovalarsanız köpeğiniz insan temasından soğur ve kontrol edilmesi çok güçleşir.
13. Konuşma tonunuzu vermek istediğiniz mesaja göre ayarlayın. Övgü, doğal olarak sıcak, dostça bir ton ile yapılır. Sevgi dolu ve sıcak bir ses tonuyla her zaman aynı sözleri söylediğiz takdirde ona ne söylediğiniz pek fark etmez. Yeni bir egzersize başladığınızda onun yüzüne gülün ve tatlı dil dökün. Daha sonra, artık anlayabileceğini tahmin ettiğiniz zaman, emreden bir ses tonunu tercih edin. Böyle konuştuğunuz zaman itaat beklediğiniz anlaşılacaktır. Köpeğiniz tonlar arasındaki farka sizden daha duyarlı olduğu için ne söylediğiniz kadar bunu nasıl söylediğinize de dikkat etmelisiniz. Yakınıyormuşsunuz hissi veren, işitilmesi güç bir ses tonu kullanmayın. Eğer ses tonunuz böyle bir hal almışsa dersi bırakma zamanı gelmiştir.
14. Köpeğin egzersizlerin sonunda da, başında olduğu kadar mutlu ve huzurlu olmasına özen gösterin. Bunu sağlamanın en kolay yolu sizin de böyle olmanızdır. Kendinizi yaptığınız işin "havasında" ve enerjik hissediyorsanız köpeğiniz de öyle hissedecektir.
15. Unutmayın ki, emretme ve kesin bir tonla yapılan düzeltmeler, ancak köpeğiniz belirli birtakım davranışları övgü ve mükafat ile özdeşleştirmeye başladıktan sonra kullanılmalıdır. Başlangıçta olayların tesadüfen oluşmasını bekleyin ve olumlu gördüğünüz davranışları ödüllendirin. İstemediğiniz davranışları, ısırmak gibi zarar verici olmadıkları sürece dikkate almanız gerekmez. Köpeğinizin tasma ile yürümeye alışık olup olmamasına bağlı olarak kursa "'Otur" ya da "Yanaş" ile başlamanız uygundur.
OTUR KOMUTU
Tasmaya alışık değil ise "Otur", buna alışması için iyi bir başlangıç olacaktır. Her gün zaten kayış ile yürüyorsa ve bu konudaki davranışlarından memnunsanız "Yanaş" komutu ile giriş yapmak daha uygun olacaktır.
Köpeğinizle eğitime başladığınız ilk gün uygun bir yer bulması için onu serbest bırakın. Kayışla dolaşıyor olsanız bile bırakın istediği yere götürsün sizi. Başlangıç için en uygun mekanlar boş okul bahçeleri, açık alanlar ve ıssız parklardır. Böyle bir yer bulduğunuzda, köpeğiniz oraya oyun ve eğlence için geldiğiniz kanısında olmalı, kendisini rahat ve sakin hissetmelidir. Aslında amaç sadece eğlenmek olmasa da, başından sonuna kadar birlikte rahat bir ders yapabilmelisiniz. Derse başlamadan önce hangi davranışı terbiye etmek istediğinizi belirlediğinizden, ilk işiniz bunun gerçekleşmesini beklemektir.
Gerçekleştiği anda ders başlamıştır. Köpeğiniz oturdu. Çok güzel! Onu okşayıp sevin ve övün. Ama telaşa da kapılmayın. Her işi sakin bir şekilde halletmeye çalışın. İkinci sefer oturduğunda "Aferin oğlumların arasına "Otur"u da eklemeye başlayın. "Aferin oğlum" demelisiniz; "Aferin. İyi köpek. Otur. Çok güzel oğlum. Otur." Övgünüz onu çok mutlu edecektir ne için olduğuyla ilgilenmeyecektir bile. Fakat yavaş yavaş öğrenmeye de başlamış olacaktır. Rahatınız ve keyfiniz yerinde olduğu sürece eğitime devam edebilirsiniz. Hiçbir davranışı zorlamadığınız ve ödüllendirmeye devam ettiğiniz sürece 1 saatlik bir ders bile köpeğe ağır gelmez. Siz kendinizi sabırsız ve yorgun hissetmeye başladığınız anda dersi bırakın.
Her ne kadar böyle düzenli derslere her gün devam etmenizi öneriyor olsak da aslında sadece bunlarla sınırlı kalmamalısınız. Her gün aynı yer ve zamanda eğitim yapılıyor olması köpekten çok sizin rahatınız içindir. Ders bitti diye köpeğiniz öğrenmeyi bırakmaz. Ancak bir programa bağlı kalmazsanız onu sağlıklı ve düzgün bir şekilde eğitme amacında olduğunuzu unutabilirsiniz.
Onunla ne yaparsanız yapın sizden bir şeyler öğrenecektir. Sorun, onu sizin istediklerinizi yapması için bilinçli bir şekilde mi yoksa aklınıza estiği gibi mi eğiteceğinizdir. Dikkatli olmazsanız daha sonra kurtulması çok güç alışkanlıklar edinmesine yol açabilirsiniz. Bu nedenle günlük eğitim programını uygulayın ama programla sınırlı kalmayın. Ona oturmayı öğrettikten sonra oturduğu anları yakalamaya çalışın ve onu ödüllendirin. Unutmayın ki her oturduğunda övmek ne gerekli, ne de istenen bir durumdur; çoğunlukla fark etmek yeterlidir. İşte bu nedenle onu her yerde ve her zaman eğitmeniz mümkün olabilir. Doğru şekilde oturduğunu görünce yanına gidip başını okşayın. "Otur" demeyi de unutmayın ki bağlantı kurmaya alışsın.
Süreye gelince; eğitim metodumuz o kadar rahat ve kolay ilerleme sağlayan bir metottur ki siz rahat olduğunuz sürece ders süresinin bir saat kadar olmasının hiçbir sakıncası yoktur. Her zaman hatırlamanız gereken şey amacınızın aslında sadece köpekle birlikte dolaşıp terbiye etmek istediğiniz davranışın ortaya çıkmasını beklemek olduğudur. 21 Günlük Temel İtaat Kursu'nda siz rahat ettiğiniz sürece 1 saat sabah 1 saat akşam çalışmakta serbestsiniz.
Böyle bir program izlediğinizde ve uygun gördüğünüz diğer zamanlarda da terbiyeye devam ettiğiniz sürece köpeğiniz 3 günde "Otur" kavramını mutlaka öğrenmiş olacaktır. Doğal olarak bu davranış şeklinin gelişmesi için daha fazla takviyeye ihtiyaç olacaktır. Köpeğinizi oturmayı öğrendiği için bol bol mükafatlandırmaya ve pratik yaptırmaya devam etmelisiniz. Ama 3 günlük süre zarfında kendisinden ne beklendiğini anlamış ve temel bilgiyi almış olacaktır. Sürekli pratik yapılmazsa her bilgi unutulur. 21 günlük program köpeğe temel kavramları tanıtmak amacını gütmektedir. Her gün sizin öğrettiğiniz şekilde davranmasını sağlamak da yine sizin elinizdedir. Sonuçla onu terbiye etmenizin sebebi birlikte daha uygar ve zevkli bir hayat geçirmek istemenizdir.
Dikkat ettiyseniz köpeğinize oturmayı öğretirken kullandığımız yöntem ne kayış kullanmayı ne de onun arkasına bastırmak gibi zorlayıcı bir davranışta bulunmayı gerektirmez. Tek yapmanız gereken her zamanki gibi onunla yürüyüşe çıkıp birlikte dolaşmaya başlamaktır. Ne siz onu arkanızdan çekiştirin ne de o sizi çekiştirsin. Unutmayın ki rahat bir atmosfer yaratmak istiyorsunuz; köpeğin kendi rızası ile oturacağı tek durum budur. Çoğu köpek sahibi, askeri koşullara göre yetiştirilmiş, bir kayış sesi ile dikkat kesilen bir köpeğe ne ihtiyaç duyar ne de böyle bir köpeği arzu eder. Onlar aslında sadece davranışları arkadaşça olan ve güven veren, dostları ve komşuları tarafından kabul görecek olan iyi huylu bir köpek sahibi olmak ister. Eğer sizin de aklınızdaki buna benzer bir model ise terbiye metodumuzun şu ana kadar uyguladıklarınız içinde en verimlisi olacağını umuyoruz.
Köpeğinizin oturmayı ne kadar mükemmel bir şekilde öğrendiği sizin beklentinizin yüksekliğine bağlıdır. Eğer kusursuz bir oturuş peşinde iseniz, övgünüzü o böyle oturuncaya kadar bekletmelisiniz. Kusursuz oturuş köpeğin kalça kemikleri üzerine sağlamca oturup ne sağa ne de sola yattığı oturuş biçimidir. Sabırlıysanız, köpeğe her seferinde bu şekilde oturmayı öğretebilirsiniz. Başlangıçta her düzgün oturuşu için onu övün. Ama komutun anlamını bir kez öğrendikten sonra ondan daha mükemmelini isteyin. Bu onu düzgün oturmadığı zaman azarlayacağınız anlamına gelmez.
Sadece köpek tanı olarak istediğinizi yapıncaya kadar bekleyin. Böyle yaparsanız kısa sürede "Otur’’un sadece arkasını yere koymak demek olmadığını ve özel bir duruş şeklini belirttiğini anlayacaktır. Son bir öneri: Eğer köpeğinizin nasıl oturduğu, yerde bulunduğu sürece sizin için önemli değilse, gereksiz detaylarla uğraşmayın. Terbiye sonuçta sizin rahatlığınız içindir ve köpeğinizi itaat yarışmalarına sokmayı düşünmediğiniz sürece onun 10'luk mu yoksa 9'luk mu oturuyor olduğuyla ilgilenen tek kişi siz olacaksınız.
YANAŞ KOMUTU
Köpeklere yanaşmaları öğretilir ki yolda onlarla yürümek adım yarıştırmak yerine, keyifli, bir iş olsun.
Terbiye edilmemiş köpekler ya sizi kayışından çekerek önünüzden koşturur ya da onları çeke çeke arkanızdan zorla yürütürsünüz. Kimbilir şimdiye kadar kaç kez gece saat 11'de köpeğini gezmeye çıkartmış kan ter içindeki birinin söylene söylene zavallı hayvanı kaldırımın üstünde boynundan çekiştirerek yürütmeye çalıştığına tanık olmuşsunuzdur. Aslında ona adımlarına uygun şekilde yanında yürümeyi öğretmiş olsalar işler her ikisi için de daha kolay olurdu kuşkusuz. İlginçtir ki, temel itaat eğitimlerinde yanaşma genellikle ihmal edilir. Çoğu köpek öyle ya da böyle oturmayı, yatmayı ve çağrılınca yanınıza gelmeyi öğrenir. Ama birçok kimse, yanaşmayı sadece polis köpeklerine uygun bulduğundan olsa gerek, pek önemli görmez.
Aslında köpeğin size yanaşması itaatin temel öğesidir. Özel bir davranış olmaktan ziyade köpeğinizi size yük olmaktan çıkartıp gerçek bir arkadaş haline getirmenizde size en büyük kolaylığı sağlayacak olan davranış şekillerinden birisidir. Burada asıl önemli olan köpeğe size dikkat etmesini öğretebilmektir. Yolda etrafındaki çiçekleri koklayarak dolaşmasının asıl sebebi sizden hoşlanmaması değil dikkatinin dağınık olmasıdır. Yürüyüş hızınızı ve nereye doğru gittiğinizi anla mak için sizi izlemeyi öğrendiği takdirde dersin yarısını idrak etmiş demektir. Diğer yarısı ise yolda ilgisini çekecek ne kadar çok şey bulunursa bulunsun yürürken size yakın olması gerektiğini öğrenmesidir.
Köpeğe yanaşmasını öğretmenin en iyi yolu kayış ve tasma kullanarak olur. Böylece dikkati dağıldığında onu düzeltebilirsiniz. Bu arada onu ikaz etmenizin cezalandırmak anlamına gelmediğini tekrar belirtelim. Onu düzeltirken bu davranışınızın sizin yaptığınız bir hareket değil kendi yanlış davranışının doğal bir sonucu olduğunu düşünmesini sağlamalısınız. Kayışı haşin bir şekilde çekmeyin ki sizin özellikle yaptığınızı anlamasın. Bunun yerine kayışı öyle tutun ki köpek sizin sol dizinize yakın olduğu sürece gayet rahat, fakat uzaklaşmaya çalıştığı anda huzursuzluk hissedecek durumda olsun. Onu kayışta kendisi pay bıraktığı zaman bol bol sevin, ama asla siz pay bırakmayın. Oturmayı öğretirken yaptığınız gibi kendisi doğru şekilde yürümeye başlayana kadar bekleyip, öyle sevgi gösterin. Kayıştan çekerek onu yanaşmaya zorlamayın ama kayışı sıkıca tutarak uzaklaşmasına engel olun. Unutmayın köpeğe sol tarafınıza yanaşmasını öğretirken kayışı sağ elinizle tutmalısınız. Bu şekilde kontrolünüzü arttırmış ve sol elinizi doğru şekilde davrandığında onu sevmek için kullanabilecek hale gelmiş olursunuz.
Bu egzersizin amacı köpeği yanınızda zorla tutmaya çalışmanız değildir, Kayış, köpek doğru pozisyonda yürüdüğü (veya durduğu) sürece gevşek olmalıdır. Her ne zaman geride kalırsa ya da önünüzde yürümeye çalışırsa, kayışı çabukça çekmeli sonra tekrar gevşek bırakmalısınız. Doğru pozisyona geri döndüğü takdirde onu sevin. Ama asla onunla kavgaya tutuşmayın. Onu zorla yanınıza çekmeye çalıştığınız zaman bunu ya bir oyun ya da onuruna karşı yapılmış bir saldırı olarak algılayacağından size direnecektir. Her durumda kaybeden siz olacaksınız. Eğer kayışı ilk çektiğinizde yanınıza gelmiyorsa yanaşana kadar birkaç kez daha hızlı çekin. Bunu yaparken köpeğe bakmayın ve yaptığınızın bir inatlaşma olduğunu ima edecek hareketlerden kaçının. Sadece sonunda yanınıza gelene kadar bekleyin ve gelince de doğru davrandığı için onu sevin ve ödüllendirin. Yanaşmadığı zaman biraz rahatsızlık duyuyorsa bundan kesinlikle siz sorumlu değilsiniz. Siz sadece onun böyle sizin istediğiniz şekilde güzel güzel yürüyor olmasından memnunsunuz.
Köpeğinizi böyle yanınızda yürüterek bir süre pratik yaptıktan sonra artık komutu kullanmaya başlamalısınız ki kendinden beklenenle sözcük arasındaki bağı kurabilsin. Her zaman neşeli bir tonda "Aferin oğlum/kızım. Çok güzel. Yanaş, iyi köpek! diyerek onunla konuşun. Elinizden geldiği kadar, kayışı sık sık çekmek yerine sözle ikna etmeye çalışın. Onu kendinize yanaştırın. Kayışı kullanarak düzeltmeyi eğitim süresi birkaç saati geçtikten sonraki isteksiz olduğu zamanlara saklayın. Bu ve diğer bütün terbiye tekniklerinin özünde yatan, köpeğe davranışlarını belirli bir şekilde yaparken rahat ettiği fakat diğer şekillerde ise her nedense rahatsızlık duyuyor olduğu izlenimini vermektir. Bu, onu sizin öfkenizden kurtulabilmesi için davranışlarını ayarlaması gerektiğine inandırmaktan oldukça farklıdır, ilk durumda hayvanın hiçbir kızgınlığı ya da düşmanlığı yoktur. Bu onun için dünyanın doğal halidir; tıpkı yüksek yerlerden atlanmaması gerektiği yoksa düşüp bir yerini incitebileceği gibi. Bunun için kimseyi suçlamaz çünkü tabii bir durumdur. Unutmamalısınız ki, yanaşma terbiyesi başlangıçta sizin büyük bir sabır göstermenizi gerektirir. Onun yanınıza kendiliğinden gelmesi için beklemeli ve sonra onu ödüllendirmelisiniz. Tabii ki onu başka şekilde yürüyememesi için biraz rahatsız edeceksiniz. Ama başta komut vermeyin ve asla size itaat etmeye zorlamayın.
Köpeğinizin dönmeyi öğrenmesi, yanaşmayı öğrenmesinin ardından gelen doğal bir süreçtir. Bu sadece siz ne yaparsanız yapın köpeğin sizin yanınızda kalmasını sağlayacak olan yanaşma eğitiminin bir uzantısıdır.
Siz ayakta durduğunuzda ya da düz bir hat üzerinde yürüdüğünüzde köpeğinizin yanınızda olması elbette istenen bir durumdur. Ama asıl yararlı olan siz ne kadar garip manevralar yaparsanız yapın size yanaşık kalabilmesidir. Ona bu ilk üç dersi öğrettikten sonra "Otur, yanaş ve dön" köpeğiniz onu dolaşmaya çıkardığınızda size mükemmel bir refakatçi olacaktır. Bu birçok köpek sahibi için mücadelenin yarısı demektir. Çoğu kimse köpeği evde olduğu sürece onunla ilgili pek bir sorun yaşamaz. Ama onu dolaşmaya çıkartmak pek zahmetli bir iş haline gelebilir. Ya kayışı çekerek size kayışın bir parçasıymışsınız hissini verir ya da geriden gelip kendinizi iki yaşında çekçekli bir oyuncağı olan çocuk gibi zannetmenize yol açar. Eğer başını alıp gitmesine izin verirseniz onu sonraki 1 saat boyunca görmeyebilirsiniz. Birçok köpek sahibi işte bu noktada boylarından büyük bir işe kalkıştıklarını düşünür. Ya bir tür terbiye metodu uygulamaya başlarlar ya da köpekten vazgeçerler.
İşte bu noktaya gelmeden, tabii henüz gelmediyseniz, 21 günlük programımızı sonuna kadar uygulamayı deneyin. Böyle yaptığınız takdirde köpeğinizi kontrol edilemez, temelde vah şi bir hayvandan uygar bir dosta dönüştürmüş olursunuz. Eğitim ilerledikçe derslerin birbirini nasıl olumlu yönde etkilediğini de göreceksiniz. Örneğin; dönüşler de yanaşma eğitimi gibi kayışla yapılmalıdır. Köpeğe yanaş komutunu verin ve onunla birlikte yürümeye başlayın. Köpeğiniz kısa bacaklı bir hayvansa uzun adımlar atmamaya özen gösterin. Terbiye edildikten sonra ondan sizin normal hızınızla yürümesini bekleyebilirsiniz. Ama bir takım talimatlar vereceğinizi göz önünde bulundurarak başlangıçta adımlarınızı ona uydurmanız faydalı olacaktır.
Ona dönmeyi öğretirken dikkat edilecek olan husus önce sizin dönmeniz ve arkasından sizi izlemediği için köpeği düzeltmenizdir. Tekrar belirtmek gerekirse düzeltme cezalandırma anlamını taşımaz. Sadece kayışı hafifçe çekerek onun yanaşık pozisyonda olmadığını kendisine hatırlatmanız demektir. Bunu o bakmazken yapmalısınız ki sizi sertliğiniz için değil kendisini dikkatsizliği için suçlasın. Kayısı çekerken "Boncuk, yanaş'" deyin, O yanaşır yanaşmaz da güzelce okşayın. İlk seferinde kendiliğinden yaparsa sevmeyi sakın ihmal etmeyin. Ama düzeltme gerekiyorsa bunu kayışı çabucak çektikten sonra onu sevip kayışta pay bırakmak suretiyle yapın. Bunların hepsini uygulayabilmeniz için köpeği düzeltmeden önce kendinizin dönüşü tamamlamış olmanız gerekir.
Sağ tarafa bir dönüş yaparken, sağ ayağınız üzerinde hızlıca dönüp, köpek henüz size bakmıyorken onu yakalamak için ondan bir adım uzaklaşın, Sola dönüş ise sol ayakla tam köpeğin önünde yapılmalıdır ki döndüğünüzde dizinizle onun burnuna çarpın. Bunu haşin bir şekilde ya da ona kızgın olduğunuz izlenimini uyandıracak bir şekilde yapmamalısınız. Siz sadece bir dönüş yaptınız, o da dikkatsizliği yüzünden sizinle çarpıştı. Kızgın bir canavar gibi davranmadığınız sürece köpeğiniz bunun tamamıyla kendi hatası olduğunu düşünüp tekrar yanaşık pozisyonuna dönecektir. Evde ayağına yanlışlıkla bastığınızdaki özür dileyen halini düşünün bir kere. Hemen yanaşık duruma geri gelmezse kayışı hızlıca çekerek "Moby! yanaş" komutunu verin.
Köpeğe yanaşık dönüşü öğretmek bir hareket unsuru taşıdığı için istenen davranış kendiliğinden gerçekleşene kadar bekleme temel prensibimizi burada uygulamak biraz güçleşecektir. Ancak günler ilerledikçe köpeğin sizinle birlikte gayet düzgün bir şekilde döndüğü zamanların sayısı artacaktır. Böyle anlarda övgünüzü esirgememeye özen gösterin. Övgü, onu desteklemek adına kayış çekmek veya komut vermekten çok daha fazla işe yarar. Ancak bu tür övgüler onu sizin söylediğiniz şekilde davranmaya ikna edecektir. Düzeltmeler sadece ne beklediğinizi ona anlatmak içindir ve minimumda tutulmaları gerekir. Bu ve buna benzer hiçbir itaat egzersizinde köpeğinize şeker ya da köpek bisküvisi vermeniz gerekmez. Sizin onayınız onun için yiyecekten çok daha önemlidir.
Bunlara ek olarak tam dönüşleri -yani 180 derecelik dönüşleri- kayışla ya da yanaşık durumda çalışmanız faydalı olacaktır. Bunu yaparken öyle hızlı dönün ki köpek başka tarafa bakıyor olsun ve sizi yakalamak için acele etmek durumunda kalsın. Düzeltmeler de sağ ve sola dönüşte olduğu gibi kayışı hızlıca çekerek ve "Yanaş" komutu verilerek yapılmalıdır. Köpek size itaat ettiği anda da onu hemen sevip okşamanız gerekir. Tabii ki dönüşü kendiliğinden doğru olarak yapabiliyorsa da onu hararetle sevmelisiniz. Sola hızlı bir dönüş yapıyorsanız kayışı bir elinizden diğerine arkanızdan geçirmeniz gerekir. Bu da sizin köpekle çalışmaya başlamadan önce biraz pratik yapmanızı gerektirebilir. Sola tam bir dönüş yapmanın bir diğer yolu da köpeğin etrafında bir tur atmak yoluyla olur ki bu şekilde de köpek size yanaşık kalmak için sizinle birlikte dönmek zorundadır.
Yanaşma ve dönüş alıştırmaları yaparken yürüyüş hızınızda hafif değişiklikler yapmaya çalışın. Köpeğiniz sizin aceleniz varken de, sakin bir yürüyüş yapıyorken de sizinle uyum içinde yürümeye alışmalıdır. Her şeyden önce patron sizsiniz ve yürüme hızınız köpeğinizin bacaklarının uzunluğuna değil, sizin ne kadar hızlı gitmek istediğinize bağlıdır. Köpek yanaşık pozisyonda iken onunla birlikte yürüyün ve hızını iyi ayarlayabildiği zaman onu sevin. Yürüyüş hızınızı sık değiştirin ve köpek buna uyum sağlayarak hep sizin sol dizinizin yanında kalmayı başardığı durumlarda onu ödüllendirin. Ani duruşlar yaparak onun da sizinle birlikte durup durmadığını kontrol edin. Duruyorsa ona iyi bir köpek olduğunu söyleyin ve Otur komutunu verin. Bu şekilde, zaten öğrenmiş olduğu bilgileri yenisi ile birleştirmeyi ihmal etmezseniz her durduğunuzda kendiliğinden oturan bir köpeğiniz olur. Bu hiç kuşkusuz onu etraftaki köpekler içinde en iyi huylu olanı haline getirir ve bunu her gören de onu iyi bir okula gönderdiğinizi zanneder. Bu terbiyeli davranıştan elde edeceğiniz bir başka kazanç da bütün gayretinize karşılık böyle bir sonuç gördüğünüz zaman övgünüzün daha sıcak ve hakiki bir hal alması olacaktır. Üstelik övgünüz zenginleştikçe onun bir ödül ve destek olarak değeri de artacaktır, işte bu nedenle eğitim, sürekli artan bir ivme ile hız kazanır ve yine bu nedenle bir aydan kısa bir süre içinde bu kadar çok iş başarmak mümkün olur.
Köpeğiniz dönüşlerde iyileşince "8 figürünü çalışabilirsiniz. Bunun için etrafında tur atabileceğiniz iki nesneye ihtiyacınız vardır: Sandalyeler, ağaçlar ve hatta köpeği rahatsız etmeyeceklerse iki kişi. Bu iki nesneyi birbirinden 2 metre kadar uzağa koyun ve aralarında 8 çizerek dolaşmaya başlayın. Objelerin yanlış tarafından dolanmaya kalkışırsa onu düzeltin. Böylece kalabalık caddelerde ya da insan veya diğer nesnelerin önünüze çıkabileceği durumlarda bile size yanaşık durumda yürümeye alışacaktır. Ayrıca bu şekilde siz de onun yanaşmayı ne derecede öğrendiğini sınama şansı elde edersiniz. Diyelim ki, köpeğinizin siz her durduğunuzda oturmasını istemiyorsunuz. Fakat bir gecikme olacağı zaman ya da onun durduğu yerde kalmasını istediğinizde verebileceğiniz bir komut istiyorsunuz.
İşte bu komut “Kalk”tır. Bu komutu programdaki diğer bütün egzersizlerde olduğu gibi köpek kayışa bağlı iken öğretebilirsiniz. Ancak bu sefer kayışı çekmek yerine, onu sadece köpeği kontrol etmek için kullanmalısınız. Her zaman olduğu gibi doğru davranışı kendiliğinden yapmasını bekleyin ve onu övün. Yürüyüşlerde aniden durun. O da sizinle birlikte duruyor ve hareket etmiyorsa “Aferin oğlum, kalk.” diyerek onu okşayın. Eğer oturmaya çalışıyorsa arkasını kaşıyarak tekrar ayağa kaldırmaya çalışın ve kalktığı zaman da sevmeyi ihmal etmeyin.
Başlangıçta ayağa kalkıp yerinde durmasını beklemek yerine sadece söylediğinizde ayağa kalkması amaçlayın. İlk birkaç seferde bir iki saniye bile yerinde duruyorsa bu onu kucak dolusu sevgi ile ödüllendirmeniz için yeterlidir. Ama zaman ilerledikçe ondan biraz daha fazla çaba bekleyin. Yerinden oynadığı zaman onu tekrar eski pozisyonuna getirip durmasını söyleyin ve buna uyarsa sevin. Arkasını kaşıma metodu genelde köpekleri ayağa kaldırmak için yararlı bir yoldur. Sizin köpeğiniz için işe yaramıyorsa neyin yaradığını bulun ve onu kullanın. Bize göre köpekleri tutarak veya kayıştan çekerek zorla kaldırmaya çalışmak pekiyi sonuç vermemektedir. Fakat göreceksiniz ki onu ayakta tutmaya çalışmak bir kere oturduktan hatta yere uzandıktan sonra kaldırmaktan çok daha kolaydır.
Bu ya da bir diğer egzersiz için köpeğinize el işaretleri öğretmek istiyorsanız bunları hakkını vererek kurs boyunca kullanmalısınız. “Yerinde kal” için en çok kullanılan işaret, sol elinizi yana düşürerek avuç içinizi köpeğin yüzüne doğru tuttuğunuz harekettir. Bir köpeğe el işaretlerini öğretmek bir alıştırmaya yeni başlarken sürekli o işareti kullandığınız sürece çok kolaydır. Böyle yaparsanız daha sonra köpeğe egzersiz yaptırırken bir tane bile komut kullanmanıza gerek kalmadığını göreceksiniz. Bazı köpek sahipleri el işaretleri kullanmayı gerekli görmeseler de diğer bazıları bağırarak komut vermek istemedikleri durumlarda bu tür işaretleri oldukça faydalı bulurlar. Köpeğinizle birlikte avlanmak istiyorsanız ya da onu çok kalabalık yerlere götürmek durumundaysanız el işaretleri tam size göre olabilir.
“Ayağa kalk” egzersizi kendiliğinden “Yerinde kal” durumuna dönüşecektir. Köpeğin “Kalk”ın anlamını “başka bir şey söylenene kadar ayakta yerinde kal” olarak algılaması beklendiğinden sizin başka bir komut kullanma ihtiyacınız olmayacaktır. Yerinde kalma süresini gittikçe arttırmanız faydalıdır. Ondan uzaklaşarak onu sınayın. Öncelikle (kullanıyorsanız) el işaretini vererek gözlerinizi ondan ayırmadan geriye çekilin. Yerinden kıpırdamaya ya da yatmaya yeltenirse ona doğru hızlı bir adım atın. Bu onu eski pozisyonuna getirmeye ve size de onu tekrar bir okşama imkanı vermeye yetecektir. Terbiye yöntemimiz köpeğin yaptığı doğru davranışların sayı ve sıklığım arttırmayı hedeflemektedir.
Köpeği istediğiniz pozisyonda tutmak için bulacağınız her yöntem onu övmeniz için size bir şans daha verecektir. Daha çok övülmesi de davranışı daha çabuk kapması anlamına gelir. Gerekirse pozisyonunu koruması için ona doğru yürümeye devam edin. Sonunda yeterince egzersizden sonra o yerinden hiç oynamadan siz etrafında dolaşabiliyor hale geleceksiniz. Bu ilk kez olduğunda mutluluktan ne yapacağınızı şaşırabilirsiniz. Ama sakın kendinizi kaybedip sevmek için köpeğinizin üstüne atlamayın. Bu onun pozisyonunu kaybetmesine ve olumlu pekiştirme ile destek olmaya çalıştığınız davranışın bir anda yok olmasına sebep olacaktır. Tabii ki övgünüzde bonkör olun ama kendinizi ya da köpeği aşırı heyecanlandırmamaya da dikkat edin.
Otur-kal komutunu kalk komutundan sonra öğretmek, köpek bulunduğu yerde kalmasını beklediğinizi bildiği için genellikle daha kolay olur.
Bu dersi kalk egzersizi sırasında zaten edindiği için, ona “otur ve kal” dediğinizde ne kastettiğinizi hemen anlayacaktır. İşte bu noktada ona "Kal" komutunu tanıtmanız gerekmektedir. Oturmayı zaten bildiği için ona oturup kalmasını söyleyin. Ondan uzaklaşın ve yerinden kımıldamazsa onu övün. Övgünüzde aşırıya kaçmayın zira bu onu heyecanlandırıp sizin yanınıza gelmek istemesine yol açacaktır. Sakin bir ses tonuyla onun iyi bir köpek olduğunu söyleyin ve “Otur-kal” komutunu tekrarlayın. Yerinde kalmak istemeyen bir köpeği düzeltmenin en nazik şekli küçükse yerden kaldırarak, büyükse kayışından çekerek onu eski yerine götürmektir. Onu oturmasını istediğiniz yere koyun ve orda kalırsa övgü ile onu mükafatlandırın. Tercih ettiğiniz takdirde “Otur-Kal”ı kayışı kullanarak da öğretebilirsiniz. Bunun için uzun bir ip kullanmanız daha faydalı olur. Böylece hayvandan iyice uzaklaşsanız bile kayış aracılığı ile irtibatınız kesilmemiş olacaktır. Ondan uzaklaşmaya başladığınızda köpek size do ğru gelmeye yeltenirse kayışı hızla havalandırın ki çenesine çarpsın. Artık biliyorsunuz ki onu ikaz ederken onun kendisini cezalandırdığınızı düşünmemesi için elinizden gelen özeni göstermelisiniz. Onu düzeltirken hiçbir zaman '"Hayır!" diyerek bağırmayın ve ona kızgın olduğunuzu düşündürtecek bir şey yapmayın.
Köpeğinizin “Otur-kal” kavramını öğrendiğini düşündüğünüzde onu “kalk” komutunda yaptığınız gibi etrafında dolaşarak sınayın. Arkasına geçtiğinizde ya da siz bahçenin karşı tarafındayken yerinden oynarsa yanına gidip onu tekrar eski yerine götürün. Yapabilecekleriniz içinde en kötüsü 5-10 metre öteden ona bağırmaya başlamak, ona doğru hızla koşmak ya da buna benzer tehdit edici bir davranışta bulunmak olacaktır. Bu nedenle onu uzaktan düzeltemezsiniz. Kendinize hakim bir şekilde köpeğinizin bulunduğu noktaya gidin ve onu oturmasını istediğiniz noktaya götürün. Diğer bütün alıştırmalarda olduğu gibi övgünüzü belirli bir sıraya göre vermelisiniz. En başta ne kadar kısa süreli de olsa beklediğiniz davranışa benzer her durum için onu mükafatlandırın. Bir saniye yerinde kalıyorsa ona iyi bir köpek olduğunu söyleyin. Ancak birkaç egzersiz sonunda sizin onayınızı alabilmek için hatırı sayılır bir süre yerinde kalması gerekir. “Otur-kal” eğitiminin asıl gayesi köpeğin siz söylemedikçe yerinden kalkmaması olduğu için onu övmeye başlama zamanını gittikçe geciktirmelisiniz. Tam olarak terbiye edildiğinde mükafatı onu yanınıza çağırdığınızda alması uygun olur.
“Otur-kal” komutunu köpeğiniz daha iyi kavradıkça onu daha da zor şartlar altında sınamalısınız. Ondan sizi göremeyeceği kadar uzaklaşın. Bir sandalyeye elinizde bir kitapla oturun ve okuyor numarası yapın. Önce onu görmezden geldiğinizi fark ettiğinde, ilginizi çekmek için yanınıza gelecektir. Fakat buna izin vermemelisiniz. Siz onu izlemediğiniz zamanlarda da yerinde kalmasını öğrenmesi gerekir. Onu tekrar eski yerine götürün ve oturtun. İyi terbiye almış bir köpek, sahibi etrafta değilken bile 15-20 dakika oturabilmelidir. Köpeğinizin bu kavramın temelini üç gün içinde kavramasını sağlayabilseniz de istediğiniz sabır gösterebilecek seviyeye gelmesi ancak sürekli bir çalışmayla mümkün olabilir. Temel İtaat Eğitimi’ndeki bütün alıştırmalar gibi “Otur-kal” alıştırması da her gün tekrar edilmelidir. Unutmayın ki bir köpek, hatta bir insan bile, günlük hayatta hiç kullanmadığı bir dersi unutma eğiliminde olacaktır. Onun “Otur-kal” pozisyonunda daha uzun süre kalmaya alışması için elinizden geleni yapın. Gürültü yapın, ıslık çalın, hatta oturduğu yere bir topun peşinden koşan çocuklar yollayın. Onu oturma pozisyonundan koparabilecek hiçbir geçerli neden olamayacağını öğrenmesi gerekmektedir.
Terbiye eğitiminin bu aşamasında "plato" etkisini hissetmeye başlayabilirsiniz. Eğitimin ilk günleri köpeğiniz için çok eğlenceli geçer. Sizden öylesine büyük bir ilgi görmektedir ki bunlar hayatının en güzel günleridir. Ama bir süre sonra kendisinden ne kadar büyük bir çaba beklendiğinin farkına varıp sıkılmaya başlayabilir. Onu, sizin sevgi ve şefkatinizi istiyorsa (ki isteyecektir) bundan sonra istekli ve düzenli bir şekilde çalışmaya devam etmesi gerektiğine inandırmalısınız. Belki de aynı şey sizin için söz konusu olabilir. Köpeğinizin gelişme hızı ilk günlerdeki ivmesini kaybedip yavaşlayabilir. Akşamları onu eğitmekle uğraşmak yerine, tenis oynamak için dayanılmaz bir istek duyabilirsiniz. Ancak bu dönem gerçekten çok kritiktir. Bu sıkıntılı dönemi atlattıktan sonra öğrenme yine hızlanacak ve her ikiniz de eğitimi günlük hayatınızın bir parçası olarak görmeye başlayacaksınız. Unutmamalısınız ki her eğitim sürecinde hızlı bir ilerlemenin ardından gelen ve en azından olayları dışarıdan izleyen biri için hiç ilerleme olmuyormuş gibi görünen dönemlerle karşılaşılabilir. Aslında bu tür boş geçiyormuş gibi görünen zamanlar, yeni öğrenilmiş geçici bilginin kalıcı hafızaya aktarıldığı dönemlerdir. Bu dönemlerde gerileme olmaması için alıştırmalara devam edilmelidir. Yeni bilgilerin değerlendirilmesi sırasında beynin normal çalışma şeklinin bu olduğunu gördüğünüzde sabrınız daha da kuvvetli hale gelecektir.
TEMEL İTAAT (YAT)
“Yat” komutu “Otur”dan sonra ev içinde kullanılan komutlar arasında en önemlisidir. Köpeğiniz bu konuda güvenilir ise onu her yere götürebilirsiniz demektir. Ona kimseyi rahatsız etmeden bir köşeye kıvrılıp yatmasını söyleyip, orada kalacağından kuşku duymadığınız sürece, köpeğe alerjisi olan kişiler haricinde, en müşkülpesent evlerde bile sevilen bir konuk olarak ağırlanacaktır. El işaretleri kullanıyorsanız sizi rahatça duyamayacağı bir mesafedeyken bile ona yatmasını işaret edebilirsiniz. Sonuç olarak bu komutu iyice öğrenmesi çok faydalı olacaktır. "Yat" için kullanılan klasik el işareti elinizi köpeğe vuracakmış gibi kaldırmamızdır. Bunun köpekte uyandıracağı olumsuz çağrışımları kafanıza takmayın. Ona vurma alışkanlığı içinde olmadığınız sürece sadece yatmasını istediğinizi öğrenecektir.
Bizim yatmayı öğretme biçimimizle ilgili fark, köpeği yere doğru bastırmak, kayıştan aşağıya doğru çekmek ya da buna benzer şekilde zor kullanmayı kesinlikle önermememizdir. Burada maharet, ona ne istediğinizi zorlamadan anlatabilmektir. Bu davranış şeklini uygulamaya başlaması ancak sizin ne beklediğinizi anladıktan sonra olabilir. Metot diğer bütün komutlardaki gibidir. Sizin istediğinizi yapana kadar beklemeli, sonra onu sevip teşvik etmelisiniz. Tabii onu teşvik etmeye terbiye derslerinden çok daha önce başlamakta serbestsiniz. Her ne zaman onu rahatça yatıyor bulursanız kafasını okşayıp "İyi köpek. Yat, Aferin oğlum," deyin. Bir süre sonra kelimelerle davranışı birleştirmeye başlayacaktır. Bunu başardıktan sonra artık komutu her duy uşunda ona uymayı öğrenmesini bekleyebilirsiniz.
Hangi komutu kullanmak gerektiği konusunda ise terbiyeciler arasında biraz fikir ayrılığı söz konusudur, Bazıları sadece "Yat" komutunun daha kuvvetli olduğunu düşünürken, bazıları da "Yere yat" demeyi tercih etmektedirler. Hangisini kullanıyor olursanız olun ki bu Urdu dilinde bir kelime bile olabilir, bunu mutlaka tutarlı bir biçimde yapın. Böyle yaparsanız köpeğin öğrenmesi de fazla uzun sürmeyecektir. Biraz pratikle bu bilgileri pekiştirmeniz uygun olacaktır. Hem işaret hem de komut kullanarak onu yere yatırın. Siz söylemeden kalkarsa, komutu tekrarlayın. Bazen ön ayaklarından size doğru çekerek oturma pozisyonundan tekrar yatma pozisyonuna geçmesini sağlamanız gerekebilir. Uzun ipi kullanmak isterseniz onu bu ipin ucuna bağlı iken uzaktan yatırmayı deneyebilirsiniz. İtaat etmezse ipi çabukça çekerek ona görevini hatırlatın. Bu bizim karşı olduğumuz onu kayış ile aşağıya doğru çekme metodundan oldukça farklıdır. Bir elinizi “sürekli aynısı olmak koşuluyla” hep boş bulundurun ki, eğer kullanıyorsanız el işareti verebilin. Komut, işaret ve hareket arasındaki ilginin tam olarak kurulmasını istiyorsanız, bu işaretler hep aynı tutarlılıkla kullanılmalıdır.
İyi bir itaat için şart olmasına rağmen "yat" komutunu öğretmek "otur", "yanaş" veya "kalk”maya oranla daha zordur. Bunun nedeni büyük olasılıkla köpeğin yere yatmış durumdayken kendisini tehlikelere çok açık hissetmesi ve içgüdüsünün ona bu durumda fazla uzun süre kalmaması gerektiğini söylemesidir. Onu heyecanlandırmayı ya da korkutmayı bırakın, dikkatini veya ilgisini çeken herhangi bir durum karşısında hemen ayağa kalkması gerektiğini düşünmesi normaldir. Yine de iyi bir eğitim bütün bu güdülerin üstesinden gelip onun sadece size itaat etmesi gerektiğini öğretebilir. Ancak bazı köpekler bu pozisyonda rahat ediyor duruma gelene kadar size direnebilirler. Zaten isteksiz bir hayvanı iterek veya çekerek yere yatmaya zorlamak yerine, her olumlu davranışım bolca övgü ile teşvik ederek çabalarınızı ikiye katlamalısınız. Bu sefer diğer egzersizlere oranla çok daha yavaş ilerleyebilirsiniz. Ya da bir bakarsınız ki köpeğiniz bu davranış şeklini de diğer öğrendikleri gibi sizinle yaşamanın bir başka koşulu olarak kabul etmiş bile.
Diğer birçok komut için olumlu pekiştirme kullanma eğiliminde olan bazı terbiyeciler yat komutunu öğretirken bir miktar kaba kuvvet kullanmayı tavsiye etmektedirler. Bazı köpekler, özellikle de büyük olanlar kendilerini savunmasız bırakan böyle bir pozisyona emredilmeyi pek dostça karşılamadıkları için bu terbiyeciler kazanmak için tek yolun onu tokatlamak veya zor kullanarak itaate zorlamak olduğunu düşünürler. Biz bu görüşe katılmayıp tam tersini savunmaktayız. Köpeğiniz bu komuttan özellikle rahatsızlık duyduğu için onu sahibine itaat edip onun onayını almaktan daha mutluluk verici bir şey olamayacağına ikna etmek için elinizden geleni yapmalısınız. Yere yatmaktan korkan veya çekinen bir köpeği dövüp azarlamak yerine onu ikna edebilmek ve güven vermek için daha fazla çaba göstermelisiniz.
Köpek terbiyecileri tarafından geri-gel olarak da bilinen bu komut 21 günlük Temel İtaat Kursu’nun da son alıştırmasını oluşturmaktadır.
Birçok köpek sahibi köpeklerinin hiçbir eğitime ihtiyaç duymadan çağrıldıklarında çoğu zaman yanlarına geldiklerini söylerler. Her şeyden önce, sahibi ile köpek arasında zaten iyi bir ilişki kurulmuşsa köpek doğal olarak sahibinin yanında olmak isteyecektir. Sizin onun adını söylemenizden büyük keyif alıp, yanınızda olmasını istemenizden mutluluk duyacaktır. Fakat itaatkar bir köpek onu yanınızda istediğiniz her zaman gelmelidir. Yüzde doksanlık bir itaat yeterli, değildir.
Geriye gelme konusunda köpeğinizin zaten oldukça iyi olmasının nedeni “hiç şüphe yok ki” şu ana değin farkına bile varmadan bizim olumlu pekiştirme metodumuzu kullanmış olmanızdır. Onun eve geldiği, ilk günden beri bizim önerdiğimiz şekilde bu metodu kullanmaktasınız. Şimdiye kadar en azından çoğu zaman en mutlu olduğu yerin sizin yanınız okluğunu düşünmektedir. "Gel” komutuna itaat etmekten zevk almayı bekler ve çoğu zaman da alır. Şimdiki işimiz bu ilişkiyi, daha da kuvvetlendirerek her çağrıldığında geleceğinden emin olmamızdır. Bu sadece itaatinin kusursuz olması adına değil köpeğin kendi emniyeti için de gereklidir. Çağrıldığında her işini bırakıp sizin yanınıza gelmeye hazır olduğu sürece onun bir anda caddeye fırlamasına, bir silahın önüne atlamasına veya yalnız başına başa çıkamayacağı bîr başka tehlikeli durumla karşı karşıya kalmasına engel olabilirsiniz.
Köpeğinize bu alışkanlığı kazandırmak için uzun ipinizi kullanmanız iyi olur. İpi köpeğin tasmasına bağlayıp uzak bir mesafeden onu çağırın. Hemen gelmediği takdirde ipi çabukça çekin. Ondan istediğinizin sadece gelmesi değil de, hemen ve hızla gelmesi olduğunu anlayana kadar bunu birkaç kez tekrarlamanız gerekebilir. İyi terbiye edilmiş bir köpek emirlerinize anında cevap verip çağrıldığında da koşarak yanınıza gelir. Geldiğinde onu iyice sevmeyi unutmayın. Başlangıçta bu komuta zaten alışık olduğu için ipi kullanmanız pek gerekmeyecektir. Ama egzersizi o biraz sıkılıncaya kadar uzatın.
Size gelmeye yeltenip, yarı yolda dikkatini çeken bir başka şeye yönelmeye başlayabilir. Dikkati dağılmaya başladığı anda kayışı çekerek onu uyarın. Üç günü böyle alıştırmalarla geçirdiğiniz takdirde ondan nasıl bir itaat beklediğinizi anlayacaktır. Bunun gibi -ip ile ve biraz sertçe yapılan- alıştırmalar bir, hatta yarım saat sürdürülemeyeceğinden, bir seferde on ila yirmi dakika çalışmak, ancak gerekli gördüğünüz hallerde günde iki seans yapmak yeterli olacaktır.
Bir başka yöntem ise bakmadığı sırada köpeğe bir şey atmaktır. Amaç ona isabet ettirmek ya da onu incitmek değil, onu ilgilendiği konudan uzaklaştırıp ne yapması gerektiğini hatırlatmaktır. Diğer egzersizlerden artan kısa ve gürültü çıkartan bir zincir parçası kullanabileceğiniz gibi, şaşırtıcı ve biraz rahatsızlık verici etkisi olan başka bir nesne de işinizi görür. Köpeğin sizi nesneyi fırlatırken görmemesine dikkat edin. Aksi takdirde kendisini saldırıya uğruyormuş zannedebilir. Bu işi bir ya da iki arkadaşınıza yaptırtabilme imkanınız varsa suçlu duruma siz düşmemiş olursunuz.
Size yardım eden birilerinin olması başka faydalar da sağlar. Birkaç arkadaşınızı köpeğiniz onlara doğru geldiğinde onu uzaklaştırmaları için çalışma yaptığınız alanın etrafına yerleştirin. Köpeğinizin onu en çok mutlu edecek davranışın size gelmesi olduğunu düşünmesini istediğiniz için arkadaşlarınızın onu biraz olsun tehdit eder görünmelerinde bir sakınca yoktur. Onu çağırdığınızda canı kaçmak isterse korunmak için büyük olasılıkla arkadaşlarınızdan birine doğru gidecektir. Arkadaşınızla karşılaştığında ise seçtiği kişinin hiç de güven vermediğini görüp şaşıracaktır.
Böylece her zaman sizin dediğiniz gibi davranmasının kendisi için de en iyisi olacağını anlaması fazla uzun sürmez. Yanınıza çağırdığınızda gelip gelmeyeceği belli olmayan bir köpek için yapmanız gereken, daha yumuşak ve ikna edici olmayı denemektir. Onu çoğu zaman gevşek bıraktığınız bir ipin ucunda terbiye edin. Size gelirken tereddüt ettiğinde bacağınıza vurarak, ellerinizi çırparak ve yumuşak bir tonda seslenerek onu ikna etmeye çalışın. Gelmek istemediği zamanlarda arkanızı dönüp gitmeye yeltenmek de bu tür durumlarda başvurabileceğiniz başka bir etkili numaradır. Büyük olasılıkla koşar adımlarla size yetişmeye çalışacaktır. Böyle yaptığında durup yanınıza gelerek oturmasını bekleyin.
Sonra da sırtını okşayarak ya da en çok hoşlandığı şekilde onu sevin. Size gelirken yavaş davranmasının sebebini kırmanız gereken olumsuz çağrışımları olduğuna bağlayabiliriz. Belki de çağırdığınızda yanınıza gelerek mutlu olabileceğini henüz fark etmemiş olabilir. Her iki durumda da ona sizin yanınıza gelirken sevinç duymasını öğretmeniz gerekir. Eğer köpeğiniz bu son kategoriye giriyorsa onu on veya yirmi dakikadan daha uzun bir süre eğitmeye devam edebilirsiniz. Kural, çok az çaba ve bol övgü gerektiren başlangıç egzersizlerini uygularken süreyi biraz daha uzun tutmaktır.
İkinizden biri yorgunluk belirtileri gösterdiği anda bırakmanız gerekir. Bu arada köpeğiniz siz sakin olduğunuz sürece nadiren sabırsızlık belirtileri gösterir. Ders saati dışındaki zamanlarda da onu yanınıza çağırarak sınamayı ihmal etmeyin, örneğin çocuklarla oynarken veya başka bir işle uğraşırken uzaktan ona seslenin. İyi eğitim almışsa her işini bırakıp eğiticisinin yanma gelmelidir. Buna istisna oluşturabilecek tek durum, ona yeni bir kemik verildiği durumdur. Böyle bir durumda ondan yanınıza gelmesini beklemek gerçekten biraz fazla olur. Üstelik kemiği ondan geri almak, istediğinizden de şüphelenebilir. İşte bu nedenle yanınıza gelmek istemezse diğer zamanlarda itaat ettiği sürece onu hoş görebilirsiniz.
TEMEL İTAAT (YAT)
“Yat” komutu “Otur”dan sonra ev içinde kullanılan komutlar arasında en önemlisidir. Köpeğiniz bu konuda güvenilir ise onu her yere götürebilirsiniz demektir. Ona kimseyi rahatsız etmeden bir köşeye kıvrılıp yatmasını söyleyip, orada kalacağından kuşku duymadığınız sürece, köpeğe alerjisi olan kişiler haricinde, en müşkülpesent evlerde bile sevilen bir konuk olarak ağırlanacaktır. El işaretleri kullanıyorsanız sizi rahatça duyamayacağı bir mesafedeyken bile ona yatmasını işaret edebilirsiniz. Sonuç olarak bu komutu iyice öğrenmesi çok faydalı olacaktır. "Yat" için kullanılan klasik el işareti elinizi köpeğe vuracakmış gibi kaldırmamızdır. Bunun köpekte uyandıracağı olumsuz çağrışımları kafanıza takmayın. Ona vurma alışkanlığı içinde olmadığınız sürece sadece yatmasını istediğinizi öğrenecektir.
Bizim yatmayı öğretme biçimimizle ilgili fark, köpeği yere doğru bastırmak, kayıştan aşağıya doğru çekmek ya da buna benzer şekilde zor kullanmayı kesinlikle önermememizdir. Burada maharet, ona ne istediğinizi zorlamadan anlatabilmektir. Bu davranış şeklini uygulamaya başlaması ancak sizin ne beklediğinizi anladıktan sonra olabilir. Metot diğer bütün komutlardaki gibidir. Sizin istediğinizi yapana kadar beklemeli, sonra onu sevip teşvik etmelisiniz. Tabii onu teşvik etmeye terbiye derslerinden çok daha önce başlamakta serbestsiniz. Her ne zaman onu rahatça yatıyor bulursanız kafasını okşayıp "İyi köpek. Yat, Aferin oğlum," deyin. Bir süre sonra kelimelerle davranışı birleştirmeye başlayacaktır. Bunu başardıktan sonra artık komutu her duy uşunda ona uymayı öğrenmesini bekleyebilirsiniz.
Hangi komutu kullanmak gerektiği konusunda ise terbiyeciler arasında biraz fikir ayrılığı söz konusudur, Bazıları sadece "Yat" komutunun daha kuvvetli olduğunu düşünürken, bazıları da "Yere yat" demeyi tercih etmektedirler. Hangisini kullanıyor olursanız olun ki bu Urdu dilinde bir kelime bile olabilir, bunu mutlaka tutarlı bir biçimde yapın. Böyle yaparsanız köpeğin öğrenmesi de fazla uzun sürmeyecektir. Biraz pratikle bu bilgileri pekiştirmeniz uygun olacaktır. Hem işaret hem de komut kullanarak onu yere yatırın. Siz söylemeden kalkarsa, komutu tekrarlayın. Bazen ön ayaklarından size doğru çekerek oturma pozisyonundan tekrar yatma pozisyonuna geçmesini sağlamanız gerekebilir. Uzun ipi kullanmak isterseniz onu bu ipin ucuna bağlı iken uzaktan yatırmayı deneyebilirsiniz. İtaat etmezse ipi çabukça çekerek ona görevini hatırlatın. Bu bizim karşı olduğumuz onu kayış ile aşağıya doğru çekme metodundan oldukça farklıdır. Bir elinizi “sürekli aynısı olmak koşuluyla” hep boş bulundurun ki, eğer kullanıyorsanız el işareti verebilin. Komut, işaret ve hareket arasındaki ilginin tam olarak kurulmasını istiyorsanız, bu işaretler hep aynı tutarlılıkla kullanılmalıdır.
İyi bir itaat için şart olmasına rağmen "yat" komutunu öğretmek "otur", "yanaş" veya "kalk”maya oranla daha zordur. Bunun nedeni büyük olasılıkla köpeğin yere yatmış durumdayken kendisini tehlikelere çok açık hissetmesi ve içgüdüsünün ona bu durumda fazla uzun süre kalmaması gerektiğini söylemesidir. Onu heyecanlandırmayı ya da korkutmayı bırakın, dikkatini veya ilgisini çeken herhangi bir durum karşısında hemen ayağa kalkması gerektiğini düşünmesi normaldir. Yine de iyi bir eğitim bütün bu güdülerin üstesinden gelip onun sadece size itaat etmesi gerektiğini öğretebilir. Ancak bazı köpekler bu pozisyonda rahat ediyor duruma gelene kadar size direnebilirler. Zaten isteksiz bir hayvanı iterek veya çekerek yere yatmaya zorlamak yerine, her olumlu davranışım bolca övgü ile teşvik ederek çabalarınızı ikiye katlamalısınız. Bu sefer diğer egzersizlere oranla çok daha yavaş ilerleyebilirsiniz. Ya da bir bakarsınız ki köpeğiniz bu davranış şeklini de diğer öğrendikleri gibi sizinle yaşamanın bir başka koşulu olarak kabul etmiş bile.
Diğer birçok komut için olumlu pekiştirme kullanma eğiliminde olan bazı terbiyeciler yat komutunu öğretirken bir miktar kaba kuvvet kullanmayı tavsiye etmektedirler. Bazı köpekler, özellikle de büyük olanlar kendilerini savunmasız bırakan böyle bir pozisyona emredilmeyi pek dostça karşılamadıkları için bu terbiyeciler kazanmak için tek yolun onu tokatlamak veya zor kullanarak itaate zorlamak olduğunu düşünürler. Biz bu görüşe katılmayıp tam tersini savunmaktayız. Köpeğiniz bu komuttan özellikle rahatsızlık duyduğu için onu sahibine itaat edip onun onayını almaktan daha mutluluk verici bir şey olamayacağına ikna etmek için elinizden geleni yapmalısınız. Yere yatmaktan korkan veya çekinen bir köpeği dövüp azarlamak yerine onu ikna edebilmek ve güven vermek için daha fazla çaba göstermelisiniz.
Köpek terbiyecileri tarafından geri-gel olarak da bilinen bu komut 21 günlük Temel İtaat Kursu’nun da son alıştırmasını oluşturmaktadır.
Birçok köpek sahibi köpeklerinin hiçbir eğitime ihtiyaç duymadan çağrıldıklarında çoğu zaman yanlarına geldiklerini söylerler. Her şeyden önce, sahibi ile köpek arasında zaten iyi bir ilişki kurulmuşsa köpek doğal olarak sahibinin yanında olmak isteyecektir. Sizin onun adını söylemenizden büyük keyif alıp, yanınızda olmasını istemenizden mutluluk duyacaktır. Fakat itaatkar bir köpek onu yanınızda istediğiniz her zaman gelmelidir. Yüzde doksanlık bir itaat yeterli, değildir.
Geriye gelme konusunda köpeğinizin zaten oldukça iyi olmasının nedeni “hiç şüphe yok ki” şu ana değin farkına bile varmadan bizim olumlu pekiştirme metodumuzu kullanmış olmanızdır. Onun eve geldiği, ilk günden beri bizim önerdiğimiz şekilde bu metodu kullanmaktasınız. Şimdiye kadar en azından çoğu zaman en mutlu olduğu yerin sizin yanınız okluğunu düşünmektedir. "Gel” komutuna itaat etmekten zevk almayı bekler ve çoğu zaman da alır. Şimdiki işimiz bu ilişkiyi, daha da kuvvetlendirerek her çağrıldığında geleceğinden emin olmamızdır. Bu sadece itaatinin kusursuz olması adına değil köpeğin kendi emniyeti için de gereklidir. Çağrıldığında her işini bırakıp sizin yanınıza gelmeye hazır olduğu sürece onun bir anda caddeye fırlamasına, bir silahın önüne atlamasına veya yalnız başına başa çıkamayacağı bîr başka tehlikeli durumla karşı karşıya kalmasına engel olabilirsiniz.
Köpeğinize bu alışkanlığı kazandırmak için uzun ipinizi kullanmanız iyi olur. İpi köpeğin tasmasına bağlayıp uzak bir mesafeden onu çağırın. Hemen gelmediği takdirde ipi çabukça çekin. Ondan istediğinizin sadece gelmesi değil de, hemen ve hızla gelmesi olduğunu anlayana kadar bunu birkaç kez tekrarlamanız gerekebilir. İyi terbiye edilmiş bir köpek emirlerinize anında cevap verip çağrıldığında da koşarak yanınıza gelir. Geldiğinde onu iyice sevmeyi unutmayın. Başlangıçta bu komuta zaten alışık olduğu için ipi kullanmanız pek gerekmeyecektir. Ama egzersizi o biraz sıkılıncaya kadar uzatın.
Size gelmeye yeltenip, yarı yolda dikkatini çeken bir başka şeye yönelmeye başlayabilir. Dikkati dağılmaya başladığı anda kayışı çekerek onu uyarın. Üç günü böyle alıştırmalarla geçirdiğiniz takdirde ondan nasıl bir itaat beklediğinizi anlayacaktır. Bunun gibi -ip ile ve biraz sertçe yapılan- alıştırmalar bir, hatta yarım saat sürdürülemeyeceğinden, bir seferde on ila yirmi dakika çalışmak, ancak gerekli gördüğünüz hallerde günde iki seans yapmak yeterli olacaktır.
Bir başka yöntem ise bakmadığı sırada köpeğe bir şey atmaktır. Amaç ona isabet ettirmek ya da onu incitmek değil, onu ilgilendiği konudan uzaklaştırıp ne yapması gerektiğini hatırlatmaktır. Diğer egzersizlerden artan kısa ve gürültü çıkartan bir zincir parçası kullanabileceğiniz gibi, şaşırtıcı ve biraz rahatsızlık verici etkisi olan başka bir nesne de işinizi görür. Köpeğin sizi nesneyi fırlatırken görmemesine dikkat edin. Aksi takdirde kendisini saldırıya uğruyormuş zannedebilir. Bu işi bir ya da iki arkadaşınıza yaptırtabilme imkanınız varsa suçlu duruma siz düşmemiş olursunuz.
Size yardım eden birilerinin olması başka faydalar da sağlar. Birkaç arkadaşınızı köpeğiniz onlara doğru geldiğinde onu uzaklaştırmaları için çalışma yaptığınız alanın etrafına yerleştirin. Köpeğinizin onu en çok mutlu edecek davranışın size gelmesi olduğunu düşünmesini istediğiniz için arkadaşlarınızın onu biraz olsun tehdit eder görünmelerinde bir sakınca yoktur. Onu çağırdığınızda canı kaçmak isterse korunmak için büyük olasılıkla arkadaşlarınızdan birine doğru gidecektir. Arkadaşınızla karşılaştığında ise seçtiği kişinin hiç de güven vermediğini görüp şaşıracaktır.
Böylece her zaman sizin dediğiniz gibi davranmasının kendisi için de en iyisi olacağını anlaması fazla uzun sürmez. Yanınıza çağırdığınızda gelip gelmeyeceği belli olmayan bir köpek için yapmanız gereken, daha yumuşak ve ikna edici olmayı denemektir. Onu çoğu zaman gevşek bıraktığınız bir ipin ucunda terbiye edin. Size gelirken tereddüt ettiğinde bacağınıza vurarak, ellerinizi çırparak ve yumuşak bir tonda seslenerek onu ikna etmeye çalışın. Gelmek istemediği zamanlarda arkanızı dönüp gitmeye yeltenmek de bu tür durumlarda başvurabileceğiniz başka bir etkili numaradır. Büyük olasılıkla koşar adımlarla size yetişmeye çalışacaktır. Böyle yaptığında durup yanınıza gelerek oturmasını bekleyin.
Sonra da sırtını okşayarak ya da en çok hoşlandığı şekilde onu sevin. Size gelirken yavaş davranmasının sebebini kırmanız gereken olumsuz çağrışımları olduğuna bağlayabiliriz. Belki de çağırdığınızda yanınıza gelerek mutlu olabileceğini henüz fark etmemiş olabilir. Her iki durumda da ona sizin yanınıza gelirken sevinç duymasını öğretmeniz gerekir. Eğer köpeğiniz bu son kategoriye giriyorsa onu on veya yirmi dakikadan daha uzun bir süre eğitmeye devam edebilirsiniz. Kural, çok az çaba ve bol övgü gerektiren başlangıç egzersizlerini uygularken süreyi biraz daha uzun tutmaktır.
İkinizden biri yorgunluk belirtileri gösterdiği anda bırakmanız gerekir. Bu arada köpeğiniz siz sakin olduğunuz sürece nadiren sabırsızlık belirtileri gösterir. Ders saati dışındaki zamanlarda da onu yanınıza çağırarak sınamayı ihmal etmeyin, örneğin çocuklarla oynarken veya başka bir işle uğraşırken uzaktan ona seslenin. İyi eğitim almışsa her işini bırakıp eğiticisinin yanma gelmelidir. Buna istisna oluşturabilecek tek durum, ona yeni bir kemik verildiği durumdur. Böyle bir durumda ondan yanınıza gelmesini beklemek gerçekten biraz fazla olur. Üstelik kemiği ondan geri almak, istediğinizden de şüphelenebilir. İşte bu nedenle yanınıza gelmek istemezse diğer zamanlarda itaat ettiği sürece onu hoş görebilirsiniz.
TEMEL ARAÇ VE GEREÇLER
Normal itaat eğitimi için çok az araç-gerece ihtiyacınız vardır: Bir tasma, kayış ve uzunca bir ip. Aslında bunlar bile başlangıçta köpeğin ödüllendirmek istediğiniz davranışlarını gözlemlerken kullanılmamalıdır. Ayrıca egzersiz yapabileceğiniz her günün belirli bir saatinde insan ve diğer hayvanların uğramadığı geniş bir alana da ihtiyaç duyacaksınız. Daha sonrası için köpeğinizin engel atlamasını ya da bir şeyler getirip götürmesini istiyorsanız daha çok araca ihtiyacınız olacaktır. Ama temel itaat eğitimi için kayış ve tasma yeterlidir. Köpeğin bilincine kayış kavramının oturmasını sağlayın. Şehirde yasıyorsanız ve yürüyüşleri hep kayış ile yapacaksanız, ilk günden itibaren kayış kullanmanızda fayda vardır. Eğitim tasmasını da takmaya alışması açısından kullansanız iyi olur. Bu tasma sanıldığı gibi köpeğin boğazını sıkmak amacıyla değil normal bir tasmaya göre daha fazla kontrol imkanı sağladığı için tercih edilir. Aslında köpeğin boynunu deri bir tasma ile aşırı sıkma ihtimaliniz zincire oranla daha yüksektir. Serbestçe dolaşabileceğiniz bir ortamdaysanız da kayışı ancak zaten öğrendiği bir davranış şeklini ya da komutu kusursuz hale getirmek için kullanın. İtaat eğitimini günlük hayatın bir parçası haline getirerek ondan sizinle yaptığı diğer şeyler kadar zevk almasını sağlayın. Böylece onunla bu kadar ilgilendiğiniz ders saatleri onun heyecanla beklediği anlar haline gelecektir.
Zincir tasması ile ilgili bir hatırlatma: kayış, tasmanın size yakın olan tarafındaki ucuna bağlanmış olmalıdır. Kayış tasmaya bu şekilde bağlı olduğunda onu sıkmak ya da gevşetmek çok daha kolay olacaktır. Sağ elinizi kullanıyorsanız, kayışı eğitim sırasında sağ elinizle tutup köpeği sol tarafınızda yürütürseniz, sol elinizi de onu arada bir sevmek ve cesaretlendirmek için kullanabilirsiniz. Sıradan yürüyüşler sırasında ise kayışı sol elinize alırsanız diğer işler için sağ eliniz boş kalmış olur.
Eğitimdeki egzersizler köpeğin günlük yaşantısı ile uyum içerisinde olmalarına rağmen aslında oldukça yoğun derslerdir. Temel itaat eğitimi birkaç günde bir değişen az sayıdaki egzersizler üzerine kurulmuştur. Ancak bu egzersizler yoğun olmalarına karşın ne sizin, ne de köpek için zorlayıcı görünmelidir.
EĞİTİMDE ÜÇ TEMEL HATA
Bugün köpek eğitimi için kullanılan birçok teknik ve yollar bulunmaktadır, bu yollar ile köpeğini eğitme çabasına giren köpek sahipleri yapmış oldukları hatalar ile işlevselliği ve sonuçları iyi olabilecek bu eğitim tekniklerini, düzgün olmayan bir program, eksik bilgi ve tecrübesizliğe dayalı olarak bozmaktadır.
Bu da köpek eğitiminde kötü veya geç sonuçlara ulaşmalarına sebep olmaktadır. Köpeğiniz ile eğitimi daha eğlenceli hale getirmenin yollarını aramak, emin olduğunuz bir eğitim sistemini denemek yapmanız gerekenlerin başında gelmektedir.
Köpek eğitimi ile uğraşan bireylerin en sık yaptıkları hataları Tutarsızlık, Sabırsızlık ve Amaçsızlık olarak sıralayabiliriz.
Tutarsızlık
Köpek eğitiminde tutarlılık bilinçli bir eğitimin ve iyi sonuçların ilk şartıdır.
Başarılı bir köpek eğitmeni uygulamış olduğu eğitim sistemini sonuna kadar götürmesini bilen ve köpeğin ne istediği konusunda tecrübe sahibi olan kişidir.
Köpeğinizin eğitim anahtarı olmayı bilmelisiniz. Köpeğin ne istediği, nelere tepki verdiği ve tepkilerini hangi şekillendirmeler ile bir eğitim aracına dönüştürebileceğinizin yollarını arayın. Uygulamaya koyduğunuz eğitim metodunun köpek üstünde ki etkisinin az olduğunu düşünüp anında farklı bir metot uygulamaya kalkmak köpek açısından büyük bir kafa karışıklığı, sizin açınızdan ise işi zora sokma adımı olacacaktır.
Sabırsızlık
Köpek Eğitiminde en büyük hayalkırıklığını tutarsız davranışlarımızın bir sonucu olarak yaşarız. Biz insanlar kolay sonuca ulaşabildiğimiz, iletişim gücü yüksek bir çağda veya dünyada yaşıyor olabiliriz ancak; köpeklerin dünyası sandığımız kadar ve net bir dünya değildir. İnsanlar ile kurmuş olduğunuz anlık iletişimleri eğitim aşamasında bir köpekten bekleyemezsiniz. Köpek Eğitimi, eğitici için sabır gerektiren uzun bir süreçtir.
Bir komut üzerine çalışırken köpeğinizin size bağlı olmadığını ve çevresindeki farklı şeyler ile ilgilendiğini hissediyorsanız ve bu durumu lehinize çeviremiyorsanız, o an için net olarak eğitimi kesin ve eğitim için daha etkili yollar bulana kadar bu hataya bir daha düşmeyin.
Bunun tam tersi olarak köpeği öğrenmesi için zorlamak ve uzun bir eğitim sürecini köpeğe kaba kuvvet uygulayarak veya köpeğin anlayamayacağı eğitim sistemi dışında kendi ürettiğiniz sistemler ile bir ana sığdırmak, işi oldubittiye getirmeye çalışmak size geri dönüşü olmayacak sonuçlar doğuracaktır.
Acelecilik
Köpek Eğitimi için Bir sahip ve köpek gerektirir. Buradaki detay sizin eğitime aldığınız köpeğin sizi sahibi olarak görüp görmediğidir.
Eğitimde her ne kadar donanım ve sistemin ve tecrübenin etkisi varsa da bu durum eğitim sürecindeki başarının %50 sini kapsamaktadır. Eğer ki eğitime almış olduğunuz köpek sizi sahibi olarak görmüyor ise bu amacınızdan bir anda yarı yarıya uzaklaşmanız anlamına gelebilir.
Köpek sahipleri ve eğitmenler şunu unutmamalıdırlar, köpekler birer robot değildir. Köpekler eğitimci vasıfları ile hizmet veren kişilerce 1-2 haftalık sürelerde eğitilemezler.
Köpek ve sahip ilişkisi içerisinde sürekli bir eğitimin olması gerekir ve bu eğitim tüm hayat boyunca rutin şekilde devam eder; yani köpeklerdeki eğitimin 3-5 haftalık eğitim merkezlerince sonuçlandığını ve bu süre bittiğinde köpeğinizin hayatı boyunca hızlandırılmış eğitim ile öğrenmiş olduklarını unutmayacağını düşünmeniz yanlıştır.
Eğer ki bir eğitici size köpeğin test edilmeden eğitilebileceğini söylüyor ve kısa zamanda eğitim vaat ediyorsa emin olunki bu işi gerçekten iyi bilmiyordur. Öyle ki köpeğin birini sahiplenmesi 1 haftalık bir zaman alabilir; bu süreçte sahip kişiliğine bürünen eğitmenin köpeğin mamasını vermesi, onu taraması ve yürüyüşleri çıkması gerekebilir. Köpek karşısında onu eğitmek adına iletişim kuran kişiye güven sağladığı zaman eğitmen tarafından bir teste tabi tutulur. Bu teste öncelik sırası şöyle olmalıdır.
*Oyun güdüsü
*Av güdüsü
*Yemek güdüsü
Köpek test edilir. Alışma süreci öncesi böyle bir test yapılmışsa da sonuçlar gerçeği yansıtmayabilir.
Örnek vermek gerekirse, hiç bir köpek güvenmediği biri ile oynamaz; güvenmediği birinin atmış olduğu maddeye karşı av güdülerini harekete geçirip tepki vermeyebilir ve tanımadığı, güvenmediği birinden yemek yemeyebilir.
Şok tasma ile köpeği sindirerek eğitim yaptırmayınız; böyle metotlar üşengeç insanlarca uygulanır ve köpeğin ruh halini bozarak geri dönüşü zor yıkıntılara sebebiyet verebilir. Köpeğinizi başkasına eğittirmek yerine, eğitimci ile anlaşıp aldığınız tüyolar ile kendiniz eğitmelisiniz bu davranış biçimi köpekte daha hızlı sonuçlar doğuracaktır.
Unutmayın Tutarlı olur ve sabrınızı bu iş için zorlarsanız eğitim bir süre sonra inanılmaz keyifli bir hal alacaktır.
İLERİ EĞİTİMLER
Hemen hemen her ırk kendine özgü meziyetlere sahiptir ve eğitimin türüne ve amacına göre ırklar arasından seçim yapılır.
Örneğin bir koruma eğitiminde koruma içgüdüsü yüksek olan köpeklerin "Alman Çoban Köpeği" "Doberman" veya "Rottweiller" ın seçilmesi gibi. Koruma eğitimi için elbette ki "Golden Retriever " veya bir "Kaniş" düşünülemez. Ya da "Narkotik Eğitimi " için "Golden Retriever" - "Labrador Retriever", "Cocker Spaniel" ,"Alman Çoban Köpeği" gibi koku alma duyusu yüksek ve insanlar ile kolay uyum sağlayan köpeklerin seçilmesi gibi. Eğitim verilmesi düşünülen alan için uygun ırk seçildikten sonra bu ırk arasında görevini mükemmel bir şekilde yerine getireceğine inanılan köpekleri seçmeye sıra gelir.
Düşünülen adaylar arasında testler uygulanır ve başarılı olanlar eğitime kabul edilir. Bu seçim aşamasında hem eğitmenin köpeğine uygulayacağı hem de köpeğin eğitim anında uygulayacağı vasıfların bulunup bulunmadığına bakılır. Mesela "Narkotik Eğitimi" veya "Bomba Eğitimi" için köpekte aranılan en büyük özellik köpeğin yüksek derecede oyun oynama isteği içinde olması ve koku alma duyusun iyi derecede olmasıdır."Koruma Eğitimi" için istenen en büyük özellik ise savaşma, koruma iç güdüsü ve hepsinden önemlisi cesarettir.
İşte bu aşamalardan geçen köpek eğitime kabul edilir ve eğitmeni tarafından görevini en uygun şekilde yapması için eğitilir.
Köpekler bizlere birçok konuda yardımcı olmaktadırlar; kaybolan eşyalarımızı bulmadan, terliğimizi getirmeye kadar. 17 Ağustos depreminde ise köpeklerin nasıl çalıştığını hepimiz gördük ve onların değerini daha iyi anladık.
Şimdi gelin köpeklerin hangi alanlar dahilinde bizlere yardımcı olduğunu ve bu eğitimlerin nasıl yapıldığını fazla derine girmeden sizlere açıklayalım.
Köpeğin Bizlere Yardımcı Olduğu Temel Alanlar:
Koruma Eğitimi.
*Asayiş--(Polis Köpeği)
*Bekçi-- (Alan Koruma)
*Bodyguard--(Yakın Koruma)
*Eşya Koruma Eğitimi.
Çığ Arama Eğitimi.
Deprem&Yıkım Arama Eğitimi.
Göl Arama Eğitimi..
Opsiyona Bağlı Eğitimler.
Kaynak : www.kucukucu.net’e teşekkür ederiz