MASTİTİS—Meme bezleri karın duvarının iki yanında linea alba’ya (karnın tam ortasından geçen uzunlamasına çizgi) paralel uzanan bir hat üzerindedirler. Mastitis meme bezlerinin yangısı ve enfeksiyonudur. Köpeklerde meme başı sayısı farklılık gösterir. Genellikle 8-12 meme başı, her meme başında da 8-20 süt kanalı vardır. Mastitis, emziren köpeklerde genellikle doğumdan 2-4 hafta sonra görülür.( Hayali gebelik geçiren hayvanlarda da mastitis görülebilir.) Meme ucundaki çatlak veya hasarlı dokudan içeri giren bakteriler meme bezlerinde enfeksiyona sebep olur. Bu bakteriler genellikle streptococ ve staphylococ grubundan, üremek ve yayılmak için oksijene gerek duymayan anaerobik bakterilerdir. Hastalık bazen tek bir meme lobunda, bazen de birkaç lobda birden görülebilir. Agresiv ve hızlı gelişen mastitiste memeler büyür, kırmızı-mor bir renk alır, şişer ve sertleşir. İçine iltihap ve kan karışan sütün rengi kırmızı-sarı veya koyu sarımsı bir renk alır. Emzirmek acı verdiğinden anne köpek yavrulardan uzaklaşmaya çalışabilir. Köpekte ateş, iştahsızlık, halsizlik, depresyon görülür. İlerlemiş vakalarda köpekte kusma, ishal görülebilir. Mastitis şekillendiği zaman annenin sütünde %20 azalma olabilir. Hastalık akut veya kronik seyirli olabilir. Tedavide antibiyotik kullanılır. Ağrılı ve yangılı memelere sıcak kompres uygulaması içerideki iltihaplı sıvının dışarı akmasına yardımcı olur.
Emziren köpeğinizin yaşadığı alanın temiz olmasına, meme başlarının hijyenine dikkat etmelisiniz. Sık sık memelerini kontrol etmelisiniz. Mastitisten şüphelenirseniz vakit kaybetmeden veterinerinize danışmalısınız. İlerlemiş vakalarda meme lobunda kist, apse, ölü dokular şekillenebilir; mastitis gangrene veya pyometraya dönüşebilir. Bu vakalarda cerrahi tedaviler uygulanır.
Mastitis hastası anne köpeklerin yavruları emzirmeye devam edip etmemesi tartışılan bir konudur. Anneye verilen antibiyotik süte geçeceğinden yavrularda ishal ve kusma görülebilir (özellikle ilk 48 saat içerisinde). Enfeksiyonun sütten yavrulara geçmesi de mümkündür. Ne var ki yangılı süt dolu memelerin emilerek boşaltılması iyileştirmeyi hızlandırır. Genel kanı ağır seyretmeyen vakalarda emzirmeye devam edilmesi, biryandan da yavruların genel halinin gözlenmesidir.
ECLAMPSİA (SÜT HUMMASI)— Hastalık, kalsiyum regulasyon mekanizmasının bozulması sonucunda kandaki kalsiyumun düşmesiyle şekillenir (hypocalsemi). Emziren anne köpek gebelik ve emzirme döneminde vücudundaki kalsiyum depolarını tüketir. Kemiklerin yeterli kalsiyum üretememesi, bağırsaklarda yeterli kalsiyum emiliminin gerçekleşmemesi, süt verme anne köpeği hypocalsemiye sokar. Köpeğin yüz kaslarında spazmlar, titreme, yan yatıp tepinme, aşırı salya üretimi, gözlerin bir noktaya odaklanıp sabitlenmesi, vücut ısısında düşme, pupillaların genişlemesi, mukozaların hiperemik hal alması, nöbetler eclampsia’nın belirtileridir. İlerlemiş vakalarda hızlı nabız atışı, taşikardi, ciddi spazmlar görülebilir. Tedavi uygulanmayan vakalar ölümle sonuçlanabilir.
Eclampsia genellikle küçük ırk köpeklerde, yavru sayısının çok olduğu doğumlarda doğumdan 2-3 hafta sonra görülür(Bu süre 1 günden- 6 haftaya kadar değişebilir). Yapılan araştırmalara göre eclampsia ilk doğumlarda daha sık görülür. Gebelikte görülen eclampsia fetusun gelişimine düşüklere sebep olabilir.
Eclampsianın tedavisinde damar içi kalsiyum iğneleri esastır. Ağızdan verilen kalsiyum takviyeleri, uygun bir beslenme programı, spazm çözücüler, vitamin-D (kalsiyum emilimini arttırır) takviyesi, serum, sakinleştiriciler tedaviye yardımcı olur. Yavrular anneden ayrılıp, biberonla beslenmelidir. Süt üretimini durdurucu iğneler kullanılabilir.
METRİTİS—Uterusun yangısıdır. Pyometradan farklı olarak, metritis’de etken colifom bakterilerdir (esherichia vb.). Köpekte iştahsızlık, halsizlik, depresyon, kusma, ateş, dehidrasyon yüksek nabız, ishal, vulvar akıntı (koyu renkli, kötü kokulu) gibi belirtiler görülür. İlerlemiş vakalarda abdominal bölge şişkin ve gergin görülür. Hastalık akut ya da kronik seyirli olabilir. En sık akut formda şekillenir. Teşhis için idrar ve kan tahlilleri, batın röntgeni, ultrason, vajinal sitoloji ve kültür gerekebilir.
Hastalık uterusun farklı katmanlarında şekillenebilir; yangı;
Uterusun iç tabakasındaysa (endometrium)--endometritis
Uterusun kas tabakasındaysa-myometritis
Uterusun tüm katlarındaysa-metritis
Uterusun dış(seroza) katlarındaysa-perimetris adını alır.
Rahim içindeki yangı ilerler, kronik endometritisle birleşirse rahim içinde iltihap birikir; pyometra şekillenir. Pyometra genellikle böbrek fonksiyonlarının bozulmasına da sebep olur. Köpekte sekunder olarak üremi, polyüri, polydipsi, proteinuri görülebilir. Ayrıca pyometranın yanı sıra ovaryumda kalıcı corpus luteum gelişirse, köpekte normal siklus görülmez.
Metritis oluşmasının nedenleri:
*rahimde bakterial üreme—Bu üremeler genellikle vajinal kaynaklıdır. (Vajinitis uterusa yayılır). İkinci bir sebep de bu dönemde uygulanan hormon iğneleri cervix’in aralanmasına sebep olur ve uterus bakterilere açık hale gelir.
*Uterusta kistik üremeler
*Kızgınlığı baskılamak için kullanılan hormon iğneleri—Hormonlar uterus bezlerinde bakterilerin üremesine uygun sekresyon artışını oluşturur.
*Doğum ve abort (düşük) sonrası metritis—Hastalığın en sık görüldüğü durum doğum ve düşük sonralarıdır. Belirtiler doğumdan 12-96 saat sonra başlar. Doğan veya abort edilen yavrunun zarlarının dışarıya atılamaması (retentio secundinarum) sonucu şekillenir. Rahimde gelişen enfeksiyon yayılır ve toksinler ürer. Uterustan kokulu, sulu-kırmızı akıntı gelir. Köpek tedavi edilmezse hastalık septik metritise döner, kandaki zehirlenmeden dolayı ölümle sonuçlanır. Güç doğum, uterusun inertia’sı da metritise sebep olabilir. Tedavide antibiyotik, serum, içerideki parçaların atılması için rahimde kasılma yaratan oxytocin, prostaglandins vb. iğneler kullanılır. Köpeğin sağlık tablosu iyiyse en iyi ve kalıcı çözüm kısırlaştırmaktır.
Metritis hastası anne köpeğin yavruları derhal sütten kesilmeli ve biberonla ( anne sütü muadili mamalarla) beslenmelidir. Anneye verilen antibiyotikler ve kandaki enfeksiyon süt yolu ile yavrulara geçecektir. Bu yavrularda kusma, ishal, halsizlik görülür. Bu şekilde metritisten etkilenip, hastalanan yavru köpeklerde görülen tabloya ‘’Fading Puppy Syndrome’’ denir.
*Kızgınlık sonrası görülen metritis—Genellikle kızgınlıktan 4-6 hafta sonra görülür. Hormonal değişiklikle ve uterus bezlerinde artan sekresyon uterusu bakterilere açık hale getirir. Kızgınlık bitmesine rağmen kötü kokulu-renkli bir akıntı devam eder. Akıntının dışarıya akmadığı, uterusta biriktiği vakalarda olabilir. Bu köpeklerde ani toksikasyon sonucu ölümler görülebilir. Kızgınlık sonrası gelişen halsizlik, durgunluk, iştahsızlık, ateş, depresyon gibi belirtilere dikkat etmek gerekir.
*İdiopatik Metritis—Bazı dişi köpeklerde yukarıdaki sebepler olmaksızın metritis şekillenebilir. Nadiren, hiç doğum yapmamış, kızgınlıkta olmayan dişi köpeklerde de metritis görülebilir.
VAJİNİTİS—Vajinanın çeşitli nedenlerle yangılanması ve iltihaplanmasıdır. Vajina üreme kanalının kas tabakası olarak ez az gelişmiş organı olması sebebiyle hastalıklara oldukça yatkındır. Vulva akıntısı, köpeğin vulvasını devamlı yalaması, vulva çevresinde yalamaya bağlı gelişen dermatit, halsizlik, hafif ateş, vajina mukozasının hiperemik ve ödemli hal alması (ilerlemiş vakalarda mukoza siyatonik renk alabilir) hastalığın belirtileridir. Vajinitis hastası köpekler ağrı ve yangıdan dolayı çiftleşmek istemeyebilirler. Kronik seyirli vajinitisde köpeğin sikluslarında aksama görülebilir.
Vajinitis hastalığının sebepleri:
*Bakterial ve viral enfeksiyonlar— Birtakım bakterilerin ve virüslerin vajinaya yerleşip, üremesiyle şekillenen hastalıklardır. Bunlar Bulaşıcı Vajinitis olarak adlandırılır( Canine brucella, herpes virus vb.). Çiftleşme yolu ile köpekten köpeğe geçer.
*Anatomik Anormaliteler—Genital organlarda, özellikle vajinada doğumsal/edinsel anormallikler vajinitis’e sebep olur. Vajinitis vakalarının %26-36’sı vajinal anormaliteden kaynaklanır.
*İdrar ve dışkıdan enfeksiyon bulaşma—Köpekler tuvalet ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra temizlenmek için yalanırlar. Bu yalanma esnasında idrarlarındaki veya dışkılarındaki (anüsteki) enfeksiyon etkenini vulva yolu ile vajinalarına bulaştırırlar.
*Şampuan, deterjan, temizlik malzemeleri köpeğin vulva bölgesinde tahrişlere ve enfeksiyonlara sebep olabilir. Köpek irite ve enfekte olan bölgeyi yalayarak enfeksiyonun vulvadan vajinaya ilerlemesine sebep olabilir.
*Sistematik hastalıklar—Özellikle diabetes mellitus, hepatit gibi sistematik hastalıklar enfeksiyon hastalıklarının daha kolay şekillenmesine sebep olurlar. Yapılan araştırmalar vajinitis hastası köpeklerin %15’inde sistematik başka hastalıkların da mevcut olduğunu göstermiştir.
*İdrar yolu hastalıkları—sistit gibi idrar yolları hastalıkları, idrar kesesinde gelişen enfeksiyonlar (bakteriler) vajina yangısına sebep olurlar. Vajinitis hastalığının %26-60’ı idrar yolu hastalıklarından kaynaklanır.
*Hijyen problemleri—Özellikle steril olmayan aletlerle yapılan vajina muayeneleri (elle yapılan muayeneler, aletler, vajinoskopi vb.) birtakım enfeksiyonları vajinaya taşıyabilir.
*Uterus (rahim) enfeksiyonları
*Güç doğumlar ve düşükler
*Urinary incontinence (idrar kaçırma)—Özellikle kısırlaştırılmış dişi köpeklerde ve obez hayvanlarda sık görülen idrar kaçırma da vajinitis’e sebep olur. İdrar vajinal mukozayı ve vajinal tabakayı irite ederek enfeksiyonlara sebep olur. İdrarda bir bakteri mevcutsa, idrar kaçırma esnasında bakteri vajinaya bulaşır.
*Perivulvar/perivascular dermatitler
*vajinal travmalar
*Vajinal hematomlar, vajinal apseler
*İdiopatik vajinitis—sebebi bilinmeyen vajina yangıları Henüz ilk östrusunu yaşamamış yavru köpeklerde de vajinitis şekillenebilir. Buna’’ juvenile vaginitis’’ denir. Vulvadan gelen sarı-beyaz akıntı tipik belirtisidir. Yavru vajinitisi genellikle hafifi seyreder ve genellikle hayvan sahibi fark etmeden ilk kızışma sonrasında kendiliğinden geçer. Nadiren ağır seyreden vakalarda tedavi gerekebilir.
Vajinitis’in teşhisi için kan tahlilleri, vajinal akıntının sitolojik ve kültürel incelemesi (smear testleri) yapılır. Etkene göre tedavi uygulanır.
VULVİTİS—Vulvanın yangı ve enfeksiyonudur. Köpeklerde diğer genital organ yangıları kadar sık görülmez. Genellikle vajinitis vakalarında komplikasyon olarak şekillenir. Vulvada şişkinlik(vulva mukozasında hiperemik ödem), ıslaklık ve kızarıklık en net belirtisidir. Devamlı kuyruk sallama, idrara çıkışta ve dışkılamada ağrı, vulvadan gelen mukuslu akıntı diğer belirtilerdir. İlerlemiş vakalarda ağrıdan dolayı çiftleşme isteksizliği görülebilir.
Vulvitis’in en yaygın sebepleri:
*Travma
*Normal doğumda oluşan travmalar
*Doğuma yardım ederken oluşan travmalar
*Vajinal kistler, hematomlar
*Abort (düşük) sonucu şekillenen enfeksiyonlar
*Kavgada ısırılmalar ve tırmalanmalar
*Vulvanın dışkı ve idrarla bulaşık kalması
*Vulvanın sürekli yalanıp tahriş olması—yalanmaya bağlı olarak dermatiti şekillenebilir.
*Vulva yaraları ve tümörleri
TRANSMİSSİBLE VENEREAL TÜMÖRLER (TVT)—Özellikle tropikal ve subtropikal iklimlerde yaşayan köpeklerde daha sık görülen bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık ilk kez 1876 yılında tanımlanmıştır. TVT genellikle dişi ve erkek köpeklerin genital organlarında (vulva-vajina-penis-preputium) şekillenir (%86 genital organlarda, %14 göz, deri vb.) Tümörler makroskopik olarak bakıldığında karnıbaharımsı, beyaz-sarı renkli, gevrek, kolay parçalanan nodüler yapıda kitlelerdir. Nodüller 5mm-10cm çapında olabilirler. Bazen tümörlerin üst kısımlarında ülserler görülür. TVT’ler genellikle iyi huylu metastaz oranı düşük tümörlerdir. Yapılan araştırmalar metastaz oranının %5 olduğunu göstermiştir. TVT yavru, zayıf ve bağışıklığı düşük köpeklerde malign karakter gösterir. Metastaz öncelikle bölgesel lenflere, oradan deri ve diğer organlara yayılma şeklinde gerçekleşir. TVT en sık 3-5 yaş aralığındaki köpeklerde görülür.
TVT hastalığı en sık çiftleşme yolu ile köpekten köpeğe bulaşır. Koklama, yalama, ısırma gibi direkt temasla da bulaşabilir. Bulaşmadan sonraki ilk 4-6 hafta içerisinde tümörler yayılır, sonra kısa bir süre yayılma durur, ardından hastalığın agresiv dönemi başlar ve tümörler bulundukları bölgede büyük bir hızla ürer ve yayılır. Dişi köpeklerin vulvasında gelişen TVT kısa bir süre sonra vulvanın dışına taşar ve tümörler rahatlıkla çıplak gözle dışarıdan görülebilir. Bu köpeklerde vulvada akıntı, devamlı vulvayı yalamak gibi belirtiler görülür. Erkek köpeklerin penisinde kitle, penisten kan damlaması hastalığın belirtileridir. TVT tümörleri bazen köpeğin ağız ve burun bölgesinde de şekillenebilir. Teşhis için iğne biyopsisi yapılabilir.
Hastalığın tedavisinde etkilenmiş bölgenin ameliyatla temizlenmesi genellikle yeterli olmaz; çünkü tümörler aynı bölgede nükseder. Kemoterapik tedaviler, ışın tedavileri genellikle iyi sonuç verir.
PROLAPSUS UTERİ—Uterusun kendi içinden geçip ters bir şekilde vulva dudaklarından dışarı çıkmasıdır. Uterusun prolapse olabilmesi için cervix uterinin açık olması gerekir. Genellikle güç doğumlardan ve düşüklerden sonra görülür. Nadiren hamile köpeğin kornularından birinde yavru varken diğer kornuda prolapsus şekillenebilir. Hastalığın belirtileri idrar yapma güçlüğü, ıkınma, ağrı, bölgesel dolaşım bozukluğu (müdahale edilmezse kangren şekillenebilir), enfeksiyonlar dır.(vajinitis vb.)
Prolapsus uteri’nin sebepleri:
*Doğum sonrası uterusun gevrek ve atonik hale gelmesi prolapsusu kolaylaştırır. *Çoğul gebelikler
*Doğum sonrası rahim içinde yavru zarları kalması nedeniyle kasılmalar devam eder; kasılmalar prolapsusa sebep olabilir.
*Güç doğumlarda siddetli ıkınmalar
*Kabızlığa bağlı ıkınmalar
*Hormonal sebepler—Doğum sonrası yetersiz hormon salgılanması sebebiyle uterus eski halini alamaz ve gevşek yapısından dolayı prolapsus şekillenebilir. Östrogen fazlalığı da prolapsus uteri’ye sebep olabilir.
*Genital sistemin atonisi sonucu uterusta oluşan genişleme
*Uterus ligamentlerinin uzun olması
*Kalıtımsal yatkınlık Prolapsus uterinin tedavisi cerrahi yöntemler gerektirir. Dışa dönmüş uterus temizlendikten sonra içeri yerleştirilir. Bazı vakalarda uterusun amputasyonu önerilebilir.
Prolapsus vagina :
Vajina da uterus gibi prolapse olabilir. Bir kaç farklı prolapsus şekillenebilir:
*İnversiyo vagina—Vajina duvarı iç tarafta kendi üstüne geçer,
*Prolapsus vagina incopletus—vajina duvarının bir kısmının dışarı çıkması
*Prolapsus vajina completus—vajina duvarı ve servixin tamamen vulvadan dışarı çıkması
UTERUS YIRTIKLARI—Özellikle güç doğumlardan sonra görülür. Kabızlık, halsizlik, kokulu ishal, bacakların soğuması, solunum ve nabız artışı başlıca belirtilerdir. Bazı rahim yırtılmalarında iç kanama şekillenebilir. Mukozalarda solma iç kanamanın belirtisidir. Bu tip vakalarda tedavi geciktirilirse köpek ölebilir. Rahim yırtılmalarında komplikasyon olarak peritonis gelişebilir. Tedavi olarak uterusun laparoskopik yöntemlerle dikilmesi, kısırlaştırama önerilebilir.
KÖPEKLERDE MEME TÜMÖRLERİ—Meme tümörleri köpeklerde deri tümörlerinden sonra en sık görülen tümörlerdir. En sık 5-10 yaş aralığındaki dişi köpeklerde görülür. 2 yaş ve altı köpeklerde çok nadir görülür. Vakaların %75-96’sı 6-15 yaş aralığındaki köpeklerde tespit edilmiştir. Tümörler iyi veya kötü huylu (kanser) olabilir. 1. Siklusundan önce kısırlaştırılmış dişi köpeklerde meme tümörü görülme oranı çok düşüktür ( %0,5). İkinci siklustan sonra yapılan kısırlaştırma ameliyatlarından sonra meme tümörü görülme oranı %8’dir. 3. Siklustan sonra yapılan kısırlaştırma ameliyatlarının koruyucu etkisi çok düşüktür. Tümörlerin %50’si kötü huyludur. Kötü huylu tümörler öncelikle lenflere, lenflerden de akciğerlere ve diğer organlara metastaz yapar. Kötü huylu meme tümörlerinin metastaz yapma oranı %11’dir. Köpeklerde görülen tümörler anenoma, fibroadenoma, duct papilloma, anaplastic carcinomas, fibrosarcomas , osteosarcomas ve malign mix (karışık kanser hücreli) tümörleridir. Meme tümörleri küçük, basit nodüller veya büyük, agresiv tümörler olabilirler. Genellikle ilk teşhis edilebildiklerinde küçük bezelye tanesi kadardır. Kötü huylu tümörler iyi huylu olanlara göre çok daha hızlı büyürler. Bir ay içerisinde büyüklükleri 2 katına çıkabilir. Meme tümörü vakalarının %50’sinde birden fazla tümör gelişir. Tümörlerin en sık görüldüğü meme bezleri 4 ve 5 nolu meme bezleridir(kaudal loblar). Hormonal (östrojen ve progesteron) bozukluklarının meme tümörüne sebep olma oranı yaklaşık 2/1000’dir.
Hastalığın tipik belirtisi meme bezlerinde ele gelen kitlelerdir. İştahsızlık, halsizlik, meme başlarında ülseratif yaralar, akıntılar, mama bezlerinin şişmesi ve renk değiştirmesi diğer hastalık belirtileridir. Zor solunum, öksürme hastalığın akciğerlere metastazını gösterir.
İyi huylu tümörler genellikle düzgün yuvarlak yapıda tümörlerdir. Kötü huylu tümörler hızlı büyüyen, agresiv yapılı, şekilsiz kitlelerdir. Meme üstünde ülseratif yaralara, kanamalara sebep olurlar. Çok nadir olarak erkek köpeklerde de meme tümörü oluşabilir(vakaların %3’ü). Kaniş, Terrier, Brittany Spaniel, English Setter, Pointer, Fox Terrier, Cocker Spaniel, German Shepherd, Boston Terrier, Lhasa apso ırkı köpekler genetik olarak meme tümörüne yatkın ırklardır.
Meme tümörlerinde erken teşhis çok önemlidir. Erken teşhis edilen kötü huylu meme tümörlerinde tam iyileşme oranı %50’dir. Hastalığın teşhisi için biyopsi, histolojik testler, metastaz araştırmaları için kan tahlilleri, radyolojik incelemeler gerekir. Tedavi için cerrahi yöntemler, kemoterapik ilaçlar, ışın tedavisi önerilebilir.